Şimdi yükleniyor

Kırgızca İlk Matbu Eseri: “Kıssa-i Zilzala” (Zelzele Kıssası)

92 sabirbek borubay

Kırgızca İlk Matbu Eseri: “Kıssa-i Zilzala” (Zelzele Kıssası)

Özet

Yazımızda, Kırgızca ilk matbu eser olarak bilinen “Kıssa-i Zilzala” (Zelzele Kıssası) eserini kısaca tanıtacağız. Eser, 1911 yılında Kazan’da yayımlanıp müellifi Zamancı hareketinin temsilcisi olan Moldo Kılıç’tır. Ayrıca eser, Kırgız İlimler Akademisi ‘’El Yazmalar’’ Bölümü’ne ait ‘’Doğu Eski Eserler ve El Yazmalar (Çağatay Tili)’’ kataloğunda “56a” numarası ile kaydedilmiş ve Arap harfleriyle yazılmış bir eserdir.

Giriş

XIX. yüzyılın sonları ve XX. yüzyılın başlarında İdil – Ural bölgesinde ortaya çıkan Cedidcilik hareketi Türkistan içlerindeki Türk boylarına kadar ulaşmış, buralardan Kazan ve Ufa gibi merkezî şehirlere öğrenciler gelerek eğitim almışlardır. Bu bölgelerde eğitim alan Kırgız gençleri, Kırgızistan’ın millî düşünce tarzına sahip yeni kuşağını meydana getirirken, bir yandan da eserler yazarak neşretmek yoluna koyulmuşlardır. Kırgız aydınlarının yetişmesini ve eserler yazmasını; İdil Volga, Türkiye, Avrupa bölgeleri ve buralarda meydana gelen değişimler etkilemiştir. Bilindiği üzere Türkçü-İslamcı fikirler temelinde yenilik hareketleri yoğun bir şekilde Tatar aydınları tarafından ortaya atılmıştır. Tatarlar, jeopolitik konumları gereği hem Rusya hem de Osmanlı Devleti ile daha kolay ilişki kurmuşlar ve bu şekilde dünyayı Kırgızlara göre daha kolay takip etme imkânına sahip olmuşlardır. İdil Volga aydınları, Türkistan aydınlarını etkilemiştir. Özellikle Kazak bozkırları ve Tanrı Dağları’nda yaşayan soydaşlarının, eli kalem tutan münevverlerinin eserlerini yayımlaması hususunda kayıtsız kalmamıştır.

Cedidciliğin Türkistan’a etkileri konusunda eğitim ve matbuat alanları, tartışmasız açık bir şekilde görülmektedir. Bu bağlamda Kırgız aydınları da önemli bir yere sahiptirler. Ayrıca Cedidciliğin matbuat konusunda Türkistan’a etkilerine bir örnek olarak da İşenaalı Arabayev1 ve eserleri gösterilebilir.
Müslümanların, kitap ve gazetelerini yayınladıkları 13 matbaa mevcuttur. Bunların 8 tanesi İdil – Ural bölgesinde, 3 tanesi Kafkaslarda, 1 tanesi Kazak (Orenburg) ve 1 tanesi de Özbeklerde (Taşkent) bulunmaktaydı. Bu matbaaların bulunduğu şehirler arasında Türklerin yayın ve basım merkezi olarak özellikle Kazan ve Ufa şehirleri ön plana çıkmıştır (Esengulova, 2005:42).2 Kırgız aydınları da, eğitimde yaşadıkları kaynak kitap ihtiyacını Kazan ve Ufa’daki matbaalarda yayınlamak suretiyle gidermeye çalışmışlardır. Dolayısıyla Kazan ve Ufa şehirleri, Türkistan Türklerinin matbuatının gelişmesinde çok önemli bir yere sahip olmuştur (Düyşönkul Uulu, 2018:9).3

Böyle bir dönemde Arabayev, Kırgız zamancı akım ekolünden gelen bir halk ozanı olan Moldo Kılıç’ın Kırgız-Kazak Türk lehçesindeki sözlü eserlerini yayınlayarak, okuma-yazma eğitiminde kullanmayı düşünmüştü. Aynı zamanda da düşüncesini gerçekleştirmek için girişimlerde bulunuyordu. Bu konuda kendisi: “Bizim memlekette çalışırken, Moldo Kılıç’ın gazelini okudukça düşünüyordum. Vay seni! Allah bizi çağdaş dünyaya çıkartsa, ‘Zar Zaman’ını kitap olarak yayımlayıp, halkıma dağıtsam diyorum. (Törekil, 1911: s. 3)” düşüncesi ile fırsat kolladığını açıkça dile getirmiştir. Fakat dönemin şartlarında bu işi gerçekleştirmek hiç de kolay değildi. Çünkü maddi külfetinin yanı sıra matbaa teknolojisi Türkistan’da henüz yaygın değildi.

1-Moldo Kılıç

XIX. yüzyılın ikinci yarısı XX. yüzyılın başlarında yaşayan şairlerin şiirlerinde “zamane” konusu en önemli konulardan olmuştur. Devrin şairleri, yaşadıkları dönemin adaletsizliğini, fakir-zengin ilişkilerini, topraklarının Ruslar tarafından nasıl işgal edildiğini, verimli topraklardan Kırgızların nasıl kovulduğunu, Ruslarla beraber gelen değişimi, hayatın bozulmaya başladığını “zamane” şiirlerinde açıkça dile getirmişlerdir (Dıykanbayeva, 2018:13).

Moldo Kılıç bir “zamane” şairidir. Kırgız yazılı edebiyatının tanınmış kişilerinden biri olan Moldo Kılıç, 1866-1917 yılları arasında yaşamıştır. Moldo Kılıç, 1905 yılından itibaren Tatarca çıkan yeni dergilere ilgi göstermiş, Kazan’da çıkan Kazak ozan ve şairlerin de eserlerinin yayımlandığı “Tercüman” ve “Yulduz” dergilerinden istifade etmiştir. Cusupbek Koco (Hoca) ve Meşhur Cusup gibi yazarların şiir ve kıssalarını da okumuştur.

Moldo Kılıç, ne devletten ne de halktan bir yardım beklemiştir. O sadece duygularını dile getirmeye çalışmış ve şiirler yazmıştır. Yöneticilerin hatalarını, haksızlıklarını saptamış ve bunları halka anlatmaya çalışmıştır. Eserlerinde, halkın sorunlarına değinmiş ve adaletin öneminden bahsetmiştir. 1917 Sovyet İhtilali’nden sonra ise eserlerinde işlediği konular ve dinî yanının ağır basması sebebiyle eserleri okutulmamış ve tamamen yasaklanmıştır. Bu durum, 1980’li yılların sonlarına kadar devam etmiştir.

2- “Kıssa-i Zilzala” (Zelzele Kıssası)

Moldo Kılıç’ın 1911’de Kazan’da “Kıssa-i Zilzala” adlı eseri, Arap harfleriyle yayımlanmıştır. “Kıssa-i Zilzala”, Kırgız halkının tarihinde yayımlanan ilk Kırgız eseridir. Bu eserle birlikte Kırgız yazılı edebiyatı resmî olarak başlamıştır. Ayrıca, Kırgız yazılı edebiyatının temsilcisi olarak da sayılmıştır. Eserin yayımlanmasında Ufa’daki “Medrese-i Evliya” talebeleri büyük katkıda bulunmuşlardır.
Moldo Kılıç, “Kıssa-i Zilzala” eserinde, XX. yüzyılın başındaki Kırgızistan’ın kuzeyindeki Çoñ-Kemin şehrinde gerçekleşen büyük deprem felaketini ele almıştır. Bu depremin imansız ve insafsız insanlara yönelik Allah Teâlâ tarafından gönderilen bir ceza ve aynı zamanda ahir zamana işaret olduğuna dikkat çekmiştir.
2.1. Eserin Tıpkıbasımından Örnek:
2.2. Metnin Transkripsiyonu
Bismillahirrahmanirrahîm
3.3. Metnin Türkiye Türkçesine Çevirisi
Moldo Kılıç, mezkûr eserinin dışında; “Kız-Cigit”, “Kol Kazalı”, “Kanattuu”, “Bürküttün Toyu”, “Zar Zaman” ve “Çüy Bayanı” gibi şiirleri de kaleme almıştır.

Sonuç

Kırgızlar, tarih boyunca göçebe hayatlarını sürdürmekle birlikte kendilerine has şifahi kültürlerini her zaman yaşatmışlardır. Ağızdan ağza devam eden bu kültürün, Kırgızların sosyal ve kültürel hayatlarında mühim bir rol oynadığını rahatça söylemek mümkündür.

XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başlarında Kırgızlar arasında okuma yazma bilen şairler, çeşitli eserler kaleme almışlardır. Fakat yazdıkları eserleri yayınlama imkânı bulamadıkları için yaşadıkları bölgenin dışına çıkamamışlardır. Bu durumun en önemli sebebi, Sovyet yönetiminin kurulmasına kadar Kırgızların yaşadıkları bölgede veya yakınlarında matbaanın olmamasıdır. Bu yüzden kitap ve eser yayımlama konusunda bir hayli gecikmişlerdir. Bundan ötürü Türkistan coğrafyasında, XIX. yüzyılın başlarında dahi matbaa sıkıntısının çekildiğini görmek mümkündür.

Ulu önder İsmail Gaspıralı’nın Cedid hareketinin temsilcilerinin, Türkistan topraklarındaki soydaşlarının eğitimlerine kayıtsız kalmadığını ve önde gelen şairlerin şiirlerini yayımlama konusunda doğrudan yardımcı oldukları görülmüştür. Matbu olarak o dönemde Kazan ve Ufa yayınevleri önemli ölçüde hizmet etmiştir.
Kırgız halkının tarihinde yayımlanan ilk Kırgız eseri de Kazan’da basıldı. Bu tarihten itibaren Kırgız yazılı edebiyatı resmî olarak başlamıştır.
Kırgızlar 31 Ağustos 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Günümüzde Kırgızlar, bağımsızlığının 30. yıl dönümünde demokrasi yolunda Türk dünyasında kendi kimliğini güçlendirmiştir. Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere komşu Türk Cumhuriyetleri ile de ikili ilişkilerini sağlamış durumdadır.

Kaynakça:
K. Artıkbayev, XX. Kılımdaki Kırgız Adabiyatının Tarıhı, çev: M. Dıykanbayeva, Bengü Yayınları, Ankara, 2013.
Esengulova, M. (2005). Prosvetitelskaya Deyatelnost Pedagogiçeskoe Nasledie Eşenaalı Arabayeva, Kırgız Gosudarstvennıy Universitet İm. İ. Arabayeva. (Doktora Tezi). Bişkek.
Düyşönkul Uulu, K. (2018), Kırgızistan’da Zamancıların Dini İtikadı ve Görüşü, Bursa, ss. 23-24