“1980’ler Kimlik Bunalımı” sergisi, başkentli sanatseverlerle buluştu
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca Ankara Kültür Sanat ve Medeniyet Derneği Başkanı Eyüp Gökhan Özekin tarafından hazırlanan “1980’ler Kimlik Bunalımı” sergisi ziyarete açıldı.
Ankara Sanat Galerisi ve Müzayedecilik Evi’ndeki serginin açılışında konuşan Özekin, dernek olarak 5 yılı aşkın süredir başkentli sanatseverlerin hizmetinde olduklarını belirtti.
Bir süredir Türkiye’nin siyasal, sosyal, kültürel geçmişiyle ilgili sergiler hazırladıklarını söyleyen Özekin, “1980’lerde birçok konu var ama hiç kuşkusuz en etkileyici, en travmatik ve daha sonra bütün 1980-1990’ları etkileyen unsuru 12 Eylül darbesidir. 12 Eylül darbesinde 560 bin civarında gözaltı, 120 bin yargılama, işkenceler, cezaevleri, bir sürü travmalar yaşandı.” dedi.
AK Parti Ankara Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeş de serginin tarihî olayları hatırlatması ve ders çıkarmaya yardımcı olması bakımından kıymetli olduğunu dile getirdi.
12 Eylül döneminin Türkiye için zor bir dönem olduğunu belirten Türkeş, “Bu tip sergiler, bu yaşananların anıları çok önemlidir. Ülke tarihi açısından önemlidir ama daha da önemlisi ülkenin geleceği açısından, nelerle karşılaşabileceğimizi, nelere muhatap olabileceğimizi bilmek açısından da önemlidir.” diye konuştu.
“Tekrar tekrar gerçeği hatırlamalıyız”
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ise Türkiye’nin 28 Şubat’ı, 27 Nisan e-muhtırasını, 1980 darbesini ve 15 Temmuz’u yaşadığını ifade etti.
Ünal, yaşananların millet iradesini, sivilleşmeyi ve demokrasinin ne kadar kıymetli olduğunu öğrettiğini söyledi.
Yaşananların unutulmaması için bu tür sergilerin çok önemli olduğunu belirten Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tekrar tekrar gerçeği hatırlamalıyız. Toplumsal mukavemeti kırmak için 12 Eylül’de 650 bin kişinin sistematik olarak işkenceden geçirildiğini unutmamamız gerekiyor. Bizim sadece denge politikaları gereği bir cuntacının, darbecinin televizyonlarda ‘Bir sağdan bir soldan astık’ deme rahatlığını unutmamamız gerekiyor. Çünkü bizim toplumsal mukavemetimiz kaybolduğunda her şeyi kaybediyoruz. Biz millî iradenin, millî iradenin siyaset eliyle sandıkta tecellisinin ve sandıkta tecelli eden o millet iradesinin nasıl bir devlet aklına dönüşmesi gerektiğini, devletle ilgili kararları kim vermelidir sorusunun cevabının da bizatihi milletin olmalıdır cevabını unutmamamız gerekiyor.”
Sergiyi dolaşırken 1980’lere gittiğini dile getiren Ünal, demokrasi tarihini çok önemsediğini, serginin isminin oldukça manidar olduğunu kaydetti.