82. Sayı Editör
Büyük Türk bilgini İmam Mâtürîdî, milletimizin inanç sisteminin şekillenmesine öncülük etmiş, otorite kabul edilen büyük bir kelâmcı ve müfessirdir. O, tarihte çeşitli din, inanç, ideoloji, kültür ve medeniyetlere beşik vazifesi gören Mâverâünnehir bölgesinde yaşamış ve onun fikirleri, çağlar boyunca bu coğrafyanın ötesine taşmıştır. Onun yaşadığı dönem, İslam dünyasında pek çok gelişme ve değişimlerin yaşandığı, değişik dinî, îtikâdî, felsefi, siyasi akımların peş peşe türediği, diğer din ve kültür mensuplarıyla ilişkilerin yoğunlaştığı, İslam’ın temel esaslarına içeriden ve dışarıdan meydan okumaların arttığı bir dönemdir.
Mâtürîdî, tefekkür tarihimizin kültür havzalarında ortaya çıkan ve temelleri İmâm-ı Â’zam Ebû Hanîfe tarafından atılan Ehl-i Sünnet inanç sisteminin temel ilkelerini belirleyerek aklın ışığında yorumlamış, yıkıcı-ayrılıkçı fikirlere karşı savunmuş ve özgün düşünceler ortaya koymayı başarmıştır. O, ayrıca kendisinden sonra pek çok âlime de hocalık ve kaynaklık etmiştir. Mâtürîdîlik düşüncesi, Mâtürîdî’nin izini veya yolunu takip eden fıkıh ve kelâm bilginleri yoluyla da Anadolu’ya yayılmıştır. Böylelikle ecdadımız, İslam dinini benimsedikten sonra çoğunlukla, ibadet ve sosyal ilişkilerini İslam’ı bize öğreten Ebû Hanife’ye, inanç ilkelerini İmam Mâtürîdî’ye, kucaklayıcı, sevdirici, üretici tasavvufî anlayışlarını da Hoca Ahmet Yesevî’ye göre düzenlemişlerdir.
Matüridilik, İslam dünyasında bugün dahi ciddi şekilde yayılım gösteren ve yayıldığı bölgelerde köklü İslam geleneklerini tahribata uğratan selefî söylemlere karşı alternatif bir anlatım örneği gösterirken, İslam dünyasının yaşadığı pek çok fikrî sorunun çözümüne de öneriler getirmektedir. Bu sebeple içinden geçtiğimiz “bilginin itibarsızlaştırıldığı” süreçlerde doğru, güvenilir ve sağlam bilgi için Mâtürîdî’nin yaklaşımına her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Mâtürîdî, aklın ve vahyin birlikte etkin olabileceği, birbirini tamamlayacağı bir yaklaşımı benimsemiştir. Mâtürîdî, farklı görüşlerden nasıl yararlanılabileceği, farklılıkların nasıl zenginlik olabileceği konusunda da bize ışık tutmaktadır. O, öncülük ettiği epistemolojik yaklaşımla, din alanında güvenilir bilginin yolunu açmıştır. Bu nedenlerdir ki özellikle günümüzde gerek Hz. Peygamber döneminden gerekse İslami ilimlerin teşekkül etmeye başladığı erken dönemlerdeki ilmî birikimlerden faydalanmak ve özellikle İslam düşüncesine önemli katkıları olan âlimleri yakından tanımak ve dahi onların tecrübelerinden istifade etmek oldukça önem arz etmektedir.
“Mâtürîdî” konusunu farklı yönleriyle kapsamlı olarak dosya konusu yaptığımız bu özel sayımızda, İmam Mâtürîdî Uluslararası Bilimsel Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Devranbek MAHSUDOV ile bir röportaj gerçekleştirdik. Her ay farklı bir ili tanıttığımız dergimizde bu ay da “Tunç Yürekli İnsanların Yaşadığı Kent: Tunceli”ye konuk olduk. Gençlerin de söz sahibi olduğu dergimizde, konumuzla ilgili olarak onların da fikirlerini aldık. “Tarihte Bu Ay Neler Oldu?” köşemizde, tarihin unutulmaya yüz tutmuş olaylarını yeniden gün yüzüne çıkardık. Bu sayımızda da bir film ve kitap tanıtarak sizlere önerilerde bulunduk. Yeni sayımızın düşünce iklimimizi zenginleştirmesini, fikir dünyamıza yeni değerler katmasını ve yol gösterici olmasını temenni eder, sizlere keyifli ve bilinçli okumalar dileriz.