88. Sayı Editör
İnsanlık tarihi, şimdiye kadar görülmemiş bir hızda ve yoğunlukta bir devrim yaşamaktadır. Bu devrimin hızını sağlayan güç enformasyon teknolojileridir. Bu teknolojiler, gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, bütün ülkeleri etkisi altına almaktadır. Bu teknolojiler, çok hızlı bir şekilde bireylerin ve kurumların hayatına girerken, bütün teknolojik yeniliklerde olduğu gibi bu teknolojiler de taraftarlarını ve karşısında olanları üretmiştir. Bahsi geçen teknolojilerin hayatlarımıza getirdiği olanakların yanında mevcut olan sorunları daha da derinleştirdiği gibi yeni sorunları da hayatımıza kattığı bir gerçektir.
Bu teknolojiler, toplumsal yapı içindeki birçok kavramın içinin boşalmasına neden olmuşlardır. Bir yanda dünyanın hiç olmadığı kadar özgür bir ortama doğru gittiği düşüncesi yayılırken diğer yandan da bu teknolojilerden yararlanmanın bedeli, kişisel hayatlara ait enformasyonların daha ulaşılabilir hâle gelmesi olmuştur. Yani insanlar daha görünür kılınmış, bu görünürlük ise beraberinde çok sıkça tartışılan mahremiyet, etik, ahlak kavramlarını ortaya çıkarmıştır.
Yeni bir dünya toplumu yaratılıyor ve insanların her alanda daha çok kullanılabileceği bir alan kuruluyor. İletişim, gerçekten çok büyük bir saha ve algı yönetiminde insanların algısı yönetilebiliyorsa topluma yaptırılamayacak bir şeyin olmadığını hayal etmek zor değil. Hazırlıklı olsak da olmasak da kendimizi bu dünyanın içerisinde bulacağız.
80’li yıllarda kullanımı yaygınlaşan ve tüm dünyayı etkileyen “küreselleşme” kavramı teknolojiye de yansımıştır. İnternet ve sanal dünya ile birlikte zaman ve mekân kavramı ortadan kalkmış; kültür, siyaset, ekonomi, sanat ve birçok alanda köklü dönüşümler yaşanmıştır. M. McLuhan’ın ifadesiyle dünya, küresel bir köy hâline gelmiştir. Bu durum, toplumsal yapının değişmesini sağlamış, küreselleşmenin etkileri bireylere de yansımaya başlamıştır.
Yeni medya ve iletişim teknolojilerinin kullanımı ve buna bağlı olarak da sosyal medyada etkin rol alma bakımından gençler, yeni dünya düzeni içerisinde farklı bir konuma gelmişlerdir. Bu durum hem küresel sistemin stratejileri noktasında önemli bir eşiğin atlanmasına yardımcı olmuştur hem de doğal olarak gençlerin gösterdiği davranış şekillerinin değişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Madem yeni dünya düzenini projelendirenler, özellikle medyayı kullanarak; siyasi, ekonomik, sosyal malzemelerle; hükûmetler, ülkeler ve milletler üzerinde baskı oluşturmak, yeni kölelik düzeni kurmak istemekte; şiddeti teşvik eden düzen, sıklıkla insan hakları ve demokrasi çığırtkanlığı da yaparak, çifte standart uygulamakta; öyleyse oyunu görüp tedbirli ve dikkatli olmak gerekmektedir. Yeni dünya düzeni ne mutlak tükeniş ne de mükemmel düzenden ibaret olmayacak. Muhtemelen ikisinin bileşkesi şeklinde karşımıza çıkacak. İşte tam da bu sebepten ötürü başarabilirsek; yeni düzeni rotasına sokacak dümenin yegâne kolları bilgi ve güven olacak.
“İletişim, Teknoloji ve Sosyal Medya Bağlamında Yeni Dünya Düzeni” konusunu farklı yönleriyle kapsamlı olarak dosya konusu yaptığımız bu özel sayımızda, birbirinden değerli makaleleri siz okuyucularımızla buluşturuyoruz. Konuyla ilgili olarak bu sayımızda, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Yard. Doç. Dr. Venera NARİNOVA ile bir röportaj gerçekleştirdik. Gençlerin de söz sahibi olduğu dergimizde, konumuzla ilgili olarak her sayıda olduğu gibi onların da fikirlerine yer verdik. Bu sayımızda da bir film ve kitap tanıtarak sizlere önerilerde bulunduk. Yeni sayımızın düşünce iklimimizi zenginleştirmesini, fikir dünyamıza yeni değerler katmasını ve yol gösterici olmasını temenni eder, sizlere keyifli ve bilinçli okumalar dileriz.