Nihal Atsız’da Millî Ahlak
Cumhuriyet dönemi Türk milliyetçiliği ve Türkçülük fikriyatının öncü aydınlarından biri olan Nihal Atsız; fikrî, edebî, tarihî olmak üzere birçok eseriyle, çıkardığı dergilerle Türk gençliğini hem bilgilendirme hem de bilinçlendirme çalışmaları yaptı. O, kendisi için öncelikli görev olarak milliyetçi, Turancı, Türkçü bir Türk gençliği yetiştirmeyi seçti. Siyasi, kültürel, bilimsel, tarihî, ekonomik ve ideolojik alanlarda iyi yetişmiş, Türk milletine hizmet edecek Türk gençliğinin öncelikle ahlaki bir donanım zeminine sahip olması gerektiğinin farkındadır. Zira ahlaki değerlerden mahrum gençler, bilgisel ve teknik anlamda ne kadar donanımlı ve iyi olurlarsa olsunlar “ahlaksız” oldukları sürece onlardan ne kendilerine ne milletlerine ne de insanlığa bir hayır gelir. Bunun bilincinde olan Nihal Atsız, ilk basamak olarak ahlaklı bir nesil yetiştirmeye çalıştı. Onun ahlak sisteminin tepkisel temelinde, kültür emperyalizmi ile mankurtlaştırmaya karşı bir duruş; teklif planında da millî ahlak ilke ve değerleriyle donanma vardır.
Atsız; Avrupa, Amerika, Rusya, Çin gibi her türlü emperyalist devletlerin bize dönük uyguladıkları kültür emperyalizmi projelerine, propaganda ve faaliyetlerine karşı en sert tepkiyi ortaya koydu. O, Türk gençliğini, bu kökü dışarıda yabancı ideoloji ve felsefelerin yıkıcı, mankurtlaştırıcı etkilerine karşı bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verdi. Bu bakımdan Atsız’ı öncelikle ahlakçı bir Türk aydını ve fikir yolbaşçısı olarak görmemiz gerekiyor.
Cengiz Aytmatov’un, Gün Olur Asra Bedel adlı romanıyla kültürümüze kazandırdığı bir terim olan “Mankurtlaşma”, Türklerin dışarıdan emperyalist dayatmalarla kendi millî kimlik değerlerinden uzaklaşması, düşmanın kölesi, sözcüsü, ajanı ve askeri hâline gelmesi durumudur. Bu bağlamda o, Ruslaştırıcı Rus emperyalizmine, Amerikancılaştıran Amerikan emperyalizmine, Çinlileştiren Çin emperyalizmine olduğu kadar Araplaşma, Farslaşma ve her türlü yabancılaşmaya karşı en sert tepkileri ortaya koydu.
Nihal Atsız, dışarıdan gelebilecek her türlü yıkıcı, bölücü, dönüştürücü, yozlaştırıcı, çürütücü, bozucu etkiye karşı Türk gençliğinin ana sığınağının ve zırhının millî ahlak olduğu üzerinde yoğunlaşır. Mesela şöyle der:
“Biz, Türk ahlakına tam olarak sahip bulunduğumuz zamanlarda yükseldik. Yabancıların ahlakını alarak bozulduğumuz zaman düşüp geriledik. Yükseldiğimiz zamanlar bu toprak, büyük millî davalar için kendilerini feda eden; yalan, ikiyüzlülük bilmeyen, vicdanını satmayan insanlarla dolu idi.” (TÜ, s.76)
Nihal Atsız, Türk gençliğini mankurtlaştırarak Türk varlığını yok etmek isteyen emperyalist odakların asıl hedefinin, Türk gençliğinin ruh ve inanç gücünü çökertmek olduğunu fark etmiştir ve bu bağlamda şöyle der: “Milletlerin asıl kuvvetinin ruh ve inanç gücü olduğunu artık herkes öğrendi. Bundan dolayıdır ki şimdi, çökertilmek istenen milletlerin manevi yönüne saldırılıyor.” (BM, s.435)
Kozmopolitizme Karşı Millî Ahlak: Özellikle kapitalist Batı merkezli oluşumlar, Türk gençliğini kolayca güdülebilecek ve her türlü emperyalist proje ve saldırılarına itiraz etmeyecek kuru bir sürüye ve bireysel menfaatleri dışında bir kaygısı olmayan bir kalabalığa dönüştürebilmek için ahlaki yozlaşmayı yaygınlaştırıcı çalışmalar içinde olmuşlardır.
Atsız’a göre milletlerin temeli ahlaktır. Ahlakı yüksek olan milletler büyürler, ahlakı bozulanlar da çürüyüp dağılırlar. Bir milletin, özellikle gençliğin ahlakı önemlidir. Gençler en çok öğretmenlerini örnek alırlar. Öğretmen, ahlak bakımından mükemmel olmalıdır. (TÜ, s.81)
Atsız’ın millî ahlak kavramına yüklediği anlam şudur: “Biz millî ahlaktan şunu anlıyoruz: Bizim için cephelerde kan döken, tarlalarda alın teri akıtan ve nihayet bütçemizi doldurmak için kesesini boşaltan halkımızın malına ve canına göz dikmemek. Onun için çalışmayı, kendimiz için çalışmaktan üstün tutmak. Halkımız için zararlı olan her şeyi karşılamak, çarpışmak ve yenmek. Millet yolunda çalışmak, onun için yaşamak ve onun için ölmek.” (Makaleler III, s.153)
Bu çerçevede onun şu uyarıları ve tespitleri önemlidir ve dikkate alınmalıdır:
“Türk gençleri, millete kötülük edenlerin tepelendiğini, büyüklere heykel dikildiğini görmelidir.