Türk ve İspanyol Edebiyatlarının Ünlü İsimleri Madrid’de Bir Araya Geldi

Yunus Emre Enstitüsü, dünyanın dört bir yanında bulunan temsilcilikleri aracılığıyla kültürel diplomasi enstrümanlarını kullanarak Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilmesine yönelik faaliyetler düzenliyor.

Madrid Yunus Emre Enstitüsü tarafından Türkiye ve İspanya arasındaki kültürel etkileşimin artırılması çerçevesinde eserleri İspanyolcaya tercüme edilmiş Türk yazarlar ile İspanyol edebiyatının önemli yazarlarının bir araya getirildiği söyleşi dizisi düzenlendi.

İspanya Millî Kütüphanesinin 23 Mart 2023 tarihinde ev sahipliği yaptığı söyleşi dizisinin ilk etkinliğinde Ahmet Ümit ile Javier Sierra bir araya geldi.

T.C. Madrid Büyükelçiliği, Madrid Yunus Emre Enstitüsü ve İspanya Millî Kütüphanesinin iş birliğiyle organize edilen etkinlik kapsamında iki ünlü yazar tarafından insanlık tarihinin en önemli miraslarından olan ve 12 bin yıllık geçmişiyle tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen “Göbeklitepe” ele alındı.

“GÖBEKLİTEPE TÜM TARİH BİLGİNİZİ DEĞİŞTİRİYOR”

Tarihi, polisiye olaylarla kurgulayarak kitaplarına aktaran Ümit, Göbeklitepe hakkında kitap yazmayı çok istediğini dile getirerek “Göbeklitepe, dünya tarihini değiştirecek bir buluş. 12 bin yıl öncesine ait olan bu yer tüm tarih bilginizi değiştiriyor.” ifadelerini kullandı.

Ümit, “Göbeklitepe bulunduğundan beri burası hakkında nasıl bir kitap yazarım diye düşünüyorum. Burası hakkında çok önemli bir bilgiye sahip değiliz. Çizimler var ama yazı yok. Buradaki insanlar acaba konuşuyor muydu? Romanlarda bu insanları hangi dilde ve nasıl konuşturacağız?” değerlendirmelerinde bulundu.

“TÜRKİYE MEDENİYETLERİN DOĞDUĞU BİR YER OLARAK BÜYÜK ANLAM TAŞIYOR”

Yazar Sierra “Türkiye benim için çok fazla anlama geliyor. Özellikle medeniyetlerin doğduğu bir yer olarak büyük bir anlam taşıyor. Tarihin akışını değiştirecek bir yer olan Göbeklitepe de bunlar içinde en önemlilerinden biri. Tüm bu tarihi incelerken karşılaştığım gizemleri keşfetmek eşsiz değere sahip.” şeklinde konuştu.

Sierra, “Kaybolan sözleri ve yerleri ortaya çıkarmak bize kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi gösteriyor. Farklı diller ve dinlerden gelsek de sınırsız bir yol olan edebiyat sayesinde aynı şeyleri okuyoruz. Edebiyat farklı toplumlar ve okuyucular arasında ortak vatan kuruyor.” dedi.

“EDEBİYAT İNSANA KİM OLDUĞUNU GÖSTERİR”

Söyleşi sırasında okurların soru yağmuruna tutulan Ümit, İspanyolları, İspanyol tarihini her zaman çok sevdiğini ve bu ülkeye gelmekten çok mutlu olduğunu söyledi. Ümit, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Don Kişot La Mancha’da dolaşsa da bence aynı zamanda Çukurova’da da dolaşıyor. Edebiyat insana kim olduğunu, aslında çok da tehlikeli bir varlık olduğunu, iyilik kadar kötülüğe de sahip olduğunu gösterir. Kötü olduğunuzu bilmelisiniz ki onunla boğuşabilesiniz. Bir anlamda ruhunuzu görüp onu düzeltme fırsatı verir. Edebiyatın bir yanı da budur. İspanyolların beni okuması aynı şekilde Sierra’nın kitaplarının Türkiye’de okunması olağanüstü bir durum.”

Romanlarında kurguladığı tarihte gerçeği aramakla cinayette katili aramanın oldukça benzer olduğunu kaydeden Ümit, “Aslında benim yaptığım şizofrenik çok ilginç ve benzersiz bir şey. Bir hayat içinde onlarca hayat yaşıyorum. Ben bu kitapları yazarak kendime terapi yapıp tedavi ediyorum. Aynı şekilde okuyucuyu da tedavi ettiğini düşünüyorum.” dedi.