Editör – 102. Sayı
Türk milleti, tarih boyunca içinde bulunduğu her türlü ahvale karşı birlikte hareket etmenin gururunu yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti ise, milletimizin birlik ve beraberliğinin, tüm unsurlarıyla bir arada yaşama ve ortak değerlerde kenetlenme iradesinin ortaya çıkardığı eşsiz bir eserdir. Üzerinde yaşadığımız vatan, dünyanın en müstesna ve en güzel toprak parçalarından biridir. Böyle güzel bir coğrafyada yaşamanın da tarih boyu bir bedeli olmuştur. Ne zaman bir olumsuzlukla karşı karşıya gelsek, bir imkânsızlık içine düşsek, o zaman, yediden yetmişe bir millî vahdet şuuru hâlinde şahlanmış, o imkânsızı imkân dâhiline sokmuştur. Bu da millî birlik ve beraberliğimizi sağlamakla olmuştur.
Bu coğrafyada varlığını sürdürmenin ve geleceğe dönük hesaplar yapmanın olmazsa olmazı güçlü olmaktır. Güçlü olmanın yolu, diğer birtakım faktörlerle beraber birlik olmaktan geçmektedir. İnsanlara en uygun yaşama biçimi, toplum olarak yaşamak olduğu için; toplumda birlik ve beraberlik, huzur ve mutluluğu getirir. Birlik ve beraberlik içinde olan toplumlar, karşılaştıkları en zor sorunları dahi kolaylıkla çözerler. Sorunlarını çözen toplumlar ise, ilerlemek ve gelişmek için fikir birliği, gönül birliği ve eylem birliği içeresinde hareket ederek başarıya ulaşırlar. Günümüzde toplumsal dayanışmayı önemsememek ya da toplumsal dayanışma olarak ortaya konulan faaliyetlerde toplumun herhangi bir kesimini veya kurumunu yok saymak toplumsal dayanışma değil toplumu ayrıştırma olur. Unutmayalım ki farklılıklarımız, asla birlik ve beraberliğimizin önünde engel değildir.
Dedelerimiz, birlik ve beraberlik ruhunun ne kadar önemli olduğunu tüm hayatlarıyla ve yaşantılarıyla bize öğretmişlerdir. Sürekli yeni imtihanlarla sınanan bir ülke ve millet olarak, birliğimize ve bütünlüğümüze kast eden hainlerin kirli oyunlarını, “Ya İstiklal, Ya Ölüm” diyen kahramanların evlatları olarak; inadına barış, inadına kardeşlik etrafında kenetlenerek bozmayı bugüne kadar başardık, bundan sonra da başarmaya devam edeceğiz. Modernizmin getirdiği küresel hastalıklardan biri olan “bireysellik” olgusundan etkilenmeyecek; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet; bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Unutmayalım ki Türk milletini ırk, mezhep ve sınıf kavgalarıyla bölmeye kalkışacak olanlara karşı en sağlam savunma aracı, millî birlik ve beraberliktir. Bu sebeple gelecek nesillere millî birlik ve beraberlik duygusunu aşılamalı ve bizlere emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını sonsuza kadar sürdürmeliyiz.
“Birlik” konusunu farklı yönleriyle kapsamlı olarak dosya konusu yaptığımız bu özel sayımızda, birbirinden değerli makaleleri siz okuyucularımızla buluşturuyoruz. Konuyla ilgili olarak bu sayımızda, Stratejik Düşünce Enstitüsü, İç Politika ve Hukuk Koordinatörü Prof. Dr. Tevfik ERDEM ile bir röportaj gerçekleştirdik. Gençlerin de söz sahibi olduğu dergimizde, konumuzla ilgili olarak her sayıda olduğu gibi onların da fikirlerine yer verdik. “Tarihte Bu Ay Neler Oldu?” köşemizde, tarihin unutulmaya yüz tutmuş olaylarını yeniden gün yüzüne çıkardık. Bu sayımızda da bir film ve kitap tanıtarak sizlere önerilerde bulunduk. Yeni sayımızın düşünce iklimimizi zenginleştirmesini, fikir dünyamıza yeni değerler katmasını ve yol gösterici olmasını temenni eder, sizlere keyifli ve bilinçli okumalar dileriz.