Baba Mehmet’in Hazin Hikâyesi
Derin bir ah çekti Mehmet. Kendini kocaman bir enkaz gibi hissediyordu. Dışlanmıştı. Yalnızdı. Kimsesizdi. Yıllardır, belki kendi içinde dahi tanımlayamadığı bir gaye uğruna çırpınıp duruyordu.
Asgari ücretle çalışıyor ve bırakın elinde avucunda bir şey kalmasını, sürekli borcu büyütüyordu. Alın teriyle kazandığı helal parası ile ailesini geçindirmeye çalışıyordu. Aslında her türlü zorluğa rağmen tevekkül, sabır ve gayret ile bugünlere kadar gelebilmiş ve bir şekilde beş çocuğunu da okutabilmişti. Fakat bunlara sürekli şükrediyor ve her türlü zorlukla mücadele ediyor olsa da, bu sefer yaralıydı işte… Çünkü acısı gönlünün tam ortasına değen bu yara; gece gündüz demeden, onların okuyabilmesi için ek ücret dâhilinde çatı aktardığı, tuvalet temizlediği, hamallık yaptığı çocukları tarafından açılmıştı.
Eli kalem tutan ve bu acımasız, bencil toplum içerisinde bir yer elde etmeye çalışan çocuklarından bir tanesi artık onu beğenmez ve hatta ondan utanır hâle gelmişti.
Tamam, ömrü boyunca kendini bilmez insanlar tarafından hor görülmüştü.
Parası olmadığı için zenginler nezdinde ötekileştirilmişti.
Kıyafeti düzgün olmadığı için devlet memurları nezdinde ötekileştirilmişti.