Uzlaşmacı Bir Karakter ve Hayat Tarzı
Uzlaşma Kavramı
Her insan biyolojik ve psikolojik varlığı ile bir bütündür. Biyolojik ihtiyaçlarımız ne kadar gerçekse, psikolojik ihtiyaçlarımız daha da gerçektir. Psikolojik ihtiyaçların karşılanması, insanın iç dünyasında huzuru bulması ve kendisini yalnız hissetmemesi bakımından çok kıymetlidir. İnsanlar arasındaki güven duygusunun gelişmesi karşılıklı sadakat duygusuna bağlıdır. Güven ortamının oluşması ise, karşılıklı güvenilirlik ve sadakat ile mümkündür. Güven ve huzuru sağlayan etkenlerin başında ise, uzlaşma kültürü gelmektedir.
İnsan, sürekli olarak çevresindeki varlıklarla iletişim ve etkileşim içerisindedir. Bu iletişim ve etkileşim, kimi zaman olumlu sonuçlar doğururken kimi zaman da istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarır. İşte bu istenmeyen sonuçların yaşanmaması, uzlaşma kültürünün varlığına bağlıdır. Bireysel huzur, aile hayatında mutluluk, okul ve çalışma hayatındaki başarı ancak uzlaşma kültürüyle sağlanabilir.
İnsanlar yaratılışı gereği ve yetişme ortamlarına bağlı olarak farklılık gösterirler. Doğal olarak herkes farklı düşünebilir. Farklı düşüncelerin ve tercihlerin varlığını kabul etmek, uzlaşmanın ta kendisidir. Uzlaşmak, illaki aynı düşüncelere sahip olmak veya aynı düşüncelerle hareket etmek veya tam olarak anlaşmak değildir. Önemli olan, farklı olunabileceğini kabullenmektir.
Uzlaşma; dünyaya bakış açısı, karakter biçimi ve yaşama tarzıdır. Olayları akışına bırakmak, insanları olduğu gibi kabul etmek, her görüş ve düşünceye açık olabilmektir. Dünyada bizim gibi düşünmeyen ve bizden farklı tercihleri olan insanların varlığını kabullenmektir. Uzlaşma, yerine göre tahammül göstermek; didişmeden, çatışmadan yaşayabilmektir. Kısacası uzlaşma; daha çocukluktan itibaren kazanılması gereken duygu ve düşünce safiyeti ve ruhsal dengedir.
Uzlaşma kültürü olmadan bir arada yaşamak, ortak işler yapmak ve hayatta huzur bulmak son derece zordur. Hoşgörü, sevgi, saygı, tutarlılık vb. bütün duygu ve değerlerin bizi ulaştırdığı esas ve son nokta uzlaşma kültürünü kazanmak olmalıdır. Bu kazanım; bireysel planda aile ortamında başlar, ömür boyu farklı ortamlarda bir kişilik ve karakter yansıması olarak devam eder. Bu bakımdan uzlaşma eğilim ve davranışı hem bireysel bir alışkanlık hem de toplumsal bazda bir kültürdür.