Fiziki ve Sosyal MesafedenBeriki ve Ötekine
Birisi diğerini kollarından yakalamış, en galiz küfürlerle hırpalıyor,
hakaret ediyor, dalkavuk, riyakâr, yalancı olduğunu yüksek sesle söylüyordu!
Ötekisi; “Yapma kardeşim, bağırma rica ederim sus!” diye yalvardıkça,
bu daha ziyade coşuyor, daha ziyade hücum ediyordu.
Dikkat ettim, gölgelerden birisi, çok meşhur bir şair,
küfreden ise babamın arkadaşıydı.
Samet Ağaoğlu
Muhatapların, karşımızda ve yanımızdaki konumlarını fiziki ve sosyal mesafeler belirler. Yanımızda ve yöremizde olanlar ile mesafenin uzak sınırlarında yer alanlar farklı tanım ve kimliklerini bu ilişki üzerinden alırlar. Öteki ve berikinin sosyal zemini budur. Bu zeminin olduğu her yer ve koşulda öteki ve berikinin varlığından söz edilir.
Öteki hep vardı. Geçmişte ve günümüzde olduğu gibi gelecekte de ötekinden söz edilecek. Berikinin olduğu yerde öteki zaten olacaktır. Çünkü mekânsal ve fiziksel farklılık yön ve mesafe üzerinden sosyal olanı da belirler. “Gözden uzak olan gönülden de uzaktır.” sözü ilişkiye yüklenen bu anlamı çok iyi açıklar. Fiziki mesafe ve uzaklık, yerleşim birimlerinde “asli” olan “tali” olan ayrımını da berberinde getirir. Şehre yeni eklenen yerleşim birimleri, sokak ve mahalleler, şehrin yeni sakinleri için yerli ve yabancı statüsünü de ihdas etmiştir. Şehrin öte yakası, köyün ve kasabanın “öte mahalleleri”, günlük hayatın bilindik kategorileridir. Öte mahalle, beriki için ötede olmasının yanı sıra gözden uzak olandır. Türk kültüründe aynı mahalledeki bu uzaklık, “yedi yad komşu” sınırları dışında kalandır. Kendi evi ile diğer evler arasındaki yedi hane komşu olurken, bu sınırların dışında kalanlar giderek öte mahallenin sakinleri kategorisine dâhil edilir. Bu durumun günümüzdeki karşılığını, site ve apartman yaşamının labirentlerinde aramak gerekir.