Sarıkamış Harekâtı (22 Aralık 1914-8 Ocak 1915)
Dramatik Balkan Savaşlarının ardından I. Dünya Savaşı’nın ilk aylarında, Doğu Cephesi’ndeki Rus Kafkas Ordusu’na karşı yürütülen bu büyük harekât, sadece askerî açıdan değil uğranılan sosyal, siyasi ve insani kayıplar nedeniyle de Türk milletinin hafızasında hüzünlü ve önemli bir yere sahiptir.
Savaş Öncesi Genel Durum
Almanya ile 2 Ağustos 1914 günü İstanbul’da İttifak Antlaşması’nın ardından aynı gün, genel seferberlik ilan edilmiştir. Ancak Rusya, Kafkasya Cephesi’nde herhangi bir Türk saldırısını öngörmemektedir. Bunun üzerine Osmanlı Hükûmeti’nce satın alındığı ilan edilen iki Alman zırhlısı (Goben ve Breslau) ile birlikte Türk donanmasının Amiral Souchon komutasında 29-30 Ekim 1914’te, Karadeniz’de Rus limanlarını bombalaması sonucunda Rusya, eline geçen bu fırsat karşısında 1 Kasım’da Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir. (Eraslan,2002:344)
Köprüköy ve Azap Muharebeleri (2-21 Kasım 1914)
Bu gelişmeler üzerine Sarıkamış’taki 1’inci Kafkas Kolordusu’na bağlı Rus birlikleri 1 Kasım 1914’te saat 05.00 sıralarında sınırı geçerek savaşı başlatmıştır. Köprüköy Muharebeleri olarak bilinen bu süreç sonunda Rus birlikleri mevcudunun %40’ını kaybetti ve geri çekilmek zorunda kaldı. (Aksun, 2005:190) Ancak 3’üncü Ordu, bu başarıdan faydalanmak yerine asıl kuvvetleriyle Köprüköy bölgesinde kalmış, ileri harekâtına devam etmemiştir.
6 Kasım 1914’te Rus donanması, Sarıkamış’taki Türk ordusu için sevkiyat yapan “Bezm-i Alem, Mithat Paşa ve Bahr-i Ahmer” adlı nakliye gemilerini batırdılar. 224 asker ise esir edildi (Şirokorad, 2013:467). Gemilerde; iki alay asker, ordunun kışlık giyimi, sökülmüş hâlde iki adet keşif uçağı ve Kafkasya’ya isyan çıkarmak için gönderilen bazı Çerkez reisleri vardı (Balcı, 2005:58).
Köprüköy’ün devamı olarak kabul edilen Azap Muharebesi’nde ise 17 Kasım 1914 günü başlayan Osmanlı taarruzları 21 Kasım’da Rus güçlerinin taarruzları ile durdurulurken, muharebelerden bir sonuç alınamayınca çarpışmalara son verildi. Ruslar tekrar Azap-Zanzak-Hoşap hattına çekilmek zorunda kalırken, 3’üncü Ordu, başkomutanlık onayı olmaksızın 21 Kasım günü bir gecenin içinde Erzurum’a doğru 10 km kadar çekildi. (Aydın, 2012:24)
Bu dönemde Ruslar, Doğu Avrupa’da devam eden muharebeler nedeni ile Sarıkamış’ta bir Kolordu kadar askerî güç bulunduruyorlardı. Eğer 3’üncü Ordu Komutanı, Köprüköy ve Azap Muharebelerini kazandıktan sonra harekâta devam etseydi, Sarıkamış’ı alması kuvvetle muhtemeldi. Böylece aralık ayında gerçekleşecek olan Sarıkamış taarruzuna gerek dahi kalmayabilirdi.
Sarıkamış Kuşatma Harekâtı (22 Aralık 1914-8 Ocak 1915)
Rus ordularını Kafkas Cephesi’nde tutarak Alman planlarına işlerlik kazandıran 3’üncü Ordu’nun ileri harekât yerine Erzurum’a çekilmesi ve savunmada kalması, Başkomutanlık makamında ciddi kaygılara neden oldu. Ancak Enver Paşa, cephe savaşlarıyla alt edilemeyen ve geri çekilen zayıf düşman kuvvetlerinin bir kuşatma harekâtıyla yok edilebileceğine inanıyor, müttefik Alman subayları da bu fikri destekliyordu. Üçüncü Ordu Kumandanı Hasan İzzet Paşa’nın muhtemel bir taarruz harekâtına sıcak bakmaması üzerine Enver Paşa, Genelkurmay İkinci Başkanı Hâfız Hakkı Bey’i durumu yerinde incelemek üzere Kafkas Cephesi’ne gönderdi (Kocabaş, 2010:46).
Ardından Enver Paşa gerekirse taarruza bizzat kumanda etmek için cepheye gitmeye karar verdi. Genelkurmay Başkanı Bronsart ve diğer maiyetini de yanına alarak 6 Aralık’ta Yavuz zırhlısıyla
İstanbul’dan Trabzon’a hareket etti, 15 Aralık’ta Köprüköy’deki 3’üncü Ordu Karargâhı’na ulaştı. Hasan İzzet Paşa’nın 18 Aralık günü görevden alınmasının ardından kuşatma planına son şekli verildi ve hazırlıklara başlandı. (Sabis, 1990:240)
3’üncü Ordu Komutanlığı; 9’uncu Kolordu, 10’uncu Kolordu, 11’inci Kolordu, 2’nci Nizamiye Süvari Tümeni, Erzurum Müstahkem Mevki Komutanlığı ve İhtiyat Süvari Tümenleri ile Van Bağımsız İhtiyat Süvari Tugayı’ndan ibaretti (Gn. Kur. Arşivi; No. 4/3671). Sarıkamış Kuşatma Harekâtı’na başlandığı 22 Aralık 1914 günü, 3’üncü Ordu’nun 75.000’i muharip olmak üzere genel mevcudu 118.174’e yükselmiştir. (İlter, 2007:13) Rus askerî gücü ise; 1’inci Kafkas Kolordusu ile 2’nci Türkistan Kolordusu’ndan oluşmakta ve personel sayısı bakımından Türk Ordusu’na yakın mevcutta idi. (Nikolsky 2010:14)
Enver Paşa, 19 Aralık gecesi taarruz emrini imzaladı. Harekât, 22 Aralık sabahı başlayacaktı. Kuşatma planına göre; 11’inci Kolordu ile 2’nci Nizamiye Süvari Tümeni, Rusları Aras Nehri kuzeyinde cephede tutarken, 9’uncu Kolordu Pitkir- Çatak doğrultusunda düşmanın kuzey kanadını kuşatacak ve 10’uncu Kolordu da Oltu üzerinden Bardız-Sarıkamış doğrultusunda Rus mevzilerinin gerilerine düşecekti. Kuşatma sonunda Sarıkamış ele geçirilecek, devamında ise 93 Harbi ile kaybedilen topraklar geri alınacaktı. (1. Dünya Harbi’nde 1993: 355)
Harekât başladığında askerin morali oldukça yüksekti. 22 Aralık günü kar yağışı ve yoğun sis, görünmeden ilerlemeyi sağlıyordu. Enver Paşa ve ordu karargâhı 25.000 kişilik mevcuduyla harekete geçen 9’uncu Kolordu’yla birlikteydi. 10’uncu Kolordu Oltu ve Bardız’da çok sayıda esir, silah, mühimmat ve bol miktarda erzak ele geçirerek ilerlemeye devam ediyordu. 11’inci Kolordu ise Aras Vadisi’ndeki asıl Rus kuvvetlerini baskı altına almaya başlamıştı. 23 Aralık günü Ruslar Sarıkamış’ı korumak için taarruz etse de cephede 11’inci Kolordu’nun direnişiyle karşılaştı ve karşı hücumlarına uğradı. 24 Aralık 1914’te şiddetli yağan kar ve aşırı soğuk (-23º) tüm harekâtı etkilerken, 9’uncu Kolordu geç vakitte Bardız’a ulaştı. 10’uncu Kolordu, Oltu’yu aldıktan sonra, düşman tugayını tamamıyla yok etmek amacıyla, iki tümeniyle Kosor yönüne ilerledi. Geceleyin Kosor Boğazı’nda Rus artçılarına baskın yapıldıysa da zaman kaybedildi. Bu harekâtın sonucu olarak, kolordunun büyük kısmı Kosor üzerinden Allahuekber Dağları’nı aşarak ilerlemek zorunda kalacaktı. Bu sırada 10’uncu Kolordu Kurmay Başkanı Yarbay Nasuhi, Ruslar tarafından esir edildi ve Enver Paşa’nın emri ve planlar Rusların eline geçti. (Birinci Dünya Harbi, 1993, s:47)
25 Aralık 1914 günü 9’uncu Kolordu karlar içinden yürüyerek Sarıkamış’ın batısına gelebildi. Sarıkamış’ın ele geçirilmesi, başından beri gece taarruzuna karşı olan Kor. K. Ali İhsan Paşa’nın teklifi dikkate alınarak ertesi güne kaldı. 10’uncu Kolordu, 25-26 Aralık 1914’te Allahuekber Dağları’nı aşmakla uğraşıyordu. Sarıkamış’a yapılan ilk taarruz, 26 Aralık sabahı bu şartlar altında başladı. Öğleden sonraya kadar devam eden saldırılardan bir sonuç alınamayınca taarruzun ertesi sabaha ertelenmesine karar verildi. 10’uncu Kolordu hâlâ Sarıkamış önlerine gelememişti. 26 Aralık’ta başlayan ve on dört saat süren Allahuekber tırmanışında yorgun düşen askerler, silahlarıyla birlikte karlar üzerine düşüp şehit oldu.
27 Aralık’ta 10’uncu Kolordu öncüleri Allahuekber Dağları’nı aşmış, Selim yakınlarında Sarıkamış- Kars demir yolunu tahrip ederek büyük bir korku ve paniğe sebep olmuştu. Rus ordusunun kapana kısıldığını zanneden General Mişlayevski ümitsizliğe kapılarak yerini General Yudeniç’e bırakıp Tiflis’e döndü. Bütün Kafkasya’da büyük bir kargaşa baş gösterdi.
28 Aralık 1914 günü 9’uncu ve 10’uncu Kolordular taarruza devam ettiler. Sarıkamış’ın kuzey tepeleri ele geçirildi. İki Rus general arasında fikir çatışması yaşanırken, Aras’ın kuzeyindeki ve güneyindeki Rus kuvvetleri yavaş yavaş Sarıkamış’a doğru çekiliyorlardı. 29 Aralık 1914’te 10’uncu Kolordu öncü birlikleri Sarıkamış’a girdi. Ancak askerimiz aç olduğundan yiyecek bulmak üzere şehre dağılınca Ruslar karşı taarruzlarıyla şehri tekrar aldılar. Sonraki üç gün boyunca muharebeler devam etti. Ancak ilerleme sağlanmadı. Bu arada Ruslar Sarıkamış’ı takviye ettiler.
2 Ocak 1915‘te Enver Paşa, artık durumun çok kötü olduğunu gördü. Hafız Hakkı Paşa’yı 9’uncu ve 10’uncu Kolordulardan oluşan Sol Cenah Ordusu Komutanlığı’na tayin etti. 3-4 Ocak 1915 günü Rusların karşı taarruzları ile devam etti. Enver Paşa 5 Ocak günü Sarıkamış’taki kuvvetlerin komutasını, rütbesini Orgeneralliğe yükselttiği Hafız Hakkı Paşa’ya bırakarak cepheden ayrıldı. Aynı gün 9 ve 10’uncu Kolordulara geri çekilme emri verildi. Bu emrin verilmesinde geç kalınmıştı. Geri çekilme sırasında Gen. Bronzard kolundan yaralandı. Ali İhsan Paşa ve 9’uncu Kolordu Karargâhı esir düştü. Hafız Hakkı Paşa ise son anda kurtulabildi.
8 Ocak’ta Enver Paşa, Erzurum’dan ayrılarak İstanbul’a döndü. Bundan sonra devam eden muharebelerde Osmanlı kuvvetleri büyük kayıplar vererek, 22 Aralık 1914 tarihindeki mevkilerine döndüler. Sarıkamış Savaşı artık sona ermişti.
Tarafların Kayıpları
Sarıkamış Harekâtı’nda tarafların ne kadar kayıp verdikleri konusu yıllardan beri tartışılmaktadır. Yıllardır dile getirilen 90.000 şehit ifadesi ise koskoca bir iftira ve yalandır. Çünkü 3’üncü Ordu’nun muharebeye katılan asker mevcudu 75.000’dir. Ruslar savaş esnasında 7000 esir aldıklarını ve savaştan sonra 23.000 ölü gömdüklerini resmî yayınlarında bildirmişlerdir. Bu aynen kabul olunmaktadır. 11’inci Kolordu bölgesinde 10.000, geri hatta donma ve hastalık nedeniyle 20.000 erin daha öldüğü hesaplandığında, kayıpların toplamı 60.000’i bulmaktadır. Rusların kendi açıklamalarına göre, muharebede 20.000 ve donma nedeniyle 9.000 ölü verdiklerini bildirmişlerdir. Buna, Türk Ordusu’nca alınan 2-3 bin esir de eklendiğinde Rus kayıplarının tamamının 32.000 civarında olduğu görülür. (Birinci Dünya Harbi’nde 1993: 536)
Sonuç
Şartlar kötü de olsa, Sarıkamış kuşatma planının uygulanma imkânı yüksek, iyi bir plan olduğu konusunda askerî tarihçiler hemfikirdirler. Ancak kuşatma planına, en başta planı hazırlayan Kolordu komutanları uymamışlardır. Harekât sonunda Osmanlı ordusunun stratejik taarruz yeteneği ve gücü kalmamış, bu durum Batı Cephesi’ni hatta Kurtuluş Savaşı’nı dahi olumsuz yönde etkilemiştir. 3’üncü Ordu Komutanlığı bu harekâtta uğradığı kayıpları 1. Dünya Harbi’nin sonuna kadar telafi edememiş, bu durum Doğu Cephesi’nde toprak ve asker kaybına yol açmıştır. Harekât coğrafyasının mevsimsel olarak oldukça soğuk olması, başarısızlığın temel nedenleri arasındadır.
Harekât alanına en yakın demir yolu hattının Pozantı’da bulunması, lojistik desteğin kesilmesine neden olmuştur. Deniz yolu ile Trabzon’a veya demir yolu ile Kayseri’ye getirilen erzak, giyecek vb. ikmal maddeleri Erzurum’a zamanında ulaşmamıştır. Ruslar ise Sarıkamış’a kadar gelen demir yolu ile herhangi bir sıkıntı yaşamamışlardır.
Sarıkamış Harekâtı’nın başarısız olması ve kaybedildiği günün, 9’uncu Kor. K. Ali İhsan Paşa’nın ısrarı üzerine Sarıkamış ilçesine taarruz kararının ertelendiği 25-26 Aralık 1914 tarihi olduğu bütün askerî tarihçiler tarafından ittifak ile kabul edilen bir husustur. Yine 10’uncu Kor. K. Hafız Hakkı Paşa’nın Oltu’yu aldıktan sonra Bardız’a doğru inmesi gerekirken Kosor Boğazı yönünde çekilen Rus birliklerini takip ederek geç kalması, Sarıkamış’a ilerlemek için Allahuekber’i aşması (75 km), 25 Aralık yerine 28 Aralık gece yarısı Sarıkamış’a ulaşması, bu sürede 9’uncu Kolordu’nun Sarıkamış önünde yalnız bırakılmasını da bir neden olarak ifade etmek mümkündür.
Trajedi niteliğini taşıyan görüntüsüne rağmen Sarıkamış Savaşı, Balkan Savaşlarından ayrı bir ruh ile yönetilmiş ve yapılmıştır. Gençleştirilmiş olan komutanlar ve subaylar, yüksek bir disiplin ve vatanseverlik duygusu ile savaşmışlardı. Erlerde, birkaç olumsuz olay dışında, binbir güçlük ve yoksulluğa rağmen, ulusal bir savaş yaptıklarının bilinci ile görevlerini yerine getirmişlerdi.
Balkan bozgunu ve Kanal Harekâtı’ndaki kayıplarımız hiç gündeme gelmez iken sırf Enver Paşa karşıtlığı üzerinden 22 Aralık’tan itibaren Ruslarla kahramanca savaşarak şehit düşen 23.000 askerimizi “tek mermi atmadan donarak öldüler” diye nitelemek, aziz şehitlerimizin hatırasına saygısızlıktır. Harekâta katılan tüm askerleri rahmet ve minnetle anmak, bu harekâtı genç nesillere doğru aktarmak ve unutmamak gerekir. Aziz ruhları şad olsun.