Birinci Dünya Savaşı’nda Sarıkamış Harekâtı
29 Ekim 1914 tarihinde Amiral Souchon komutasındaki Türk Donanması, Sivastopol ve bazı Rus limanlarını bombaladı. Bu olay üzerine Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmeden 1 Kasım 1914’te, 1878 yılından beri elinde bulundurduğu Kars-Sarıkamış yönünden Erzurum’daki 3. Türk Ordusu’na saldırıya geçti. Böylece Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı’na girdi. Fakat Erzurum istikametinde ilerleyen Rus kuvvetleri, beklenenin aksine, 3. Ordu karşısında 7-12 Kasım’da Köprüköy ve 17-20 Kasım’da Azap muharebelerinde kaybederek geri çekilmek zorunda kaldı. 3. Ordu’nun Komutanı Hasan İzzet Paşa, Kurmay Başkanı da Alman Yarbay Felix Guze idi. Savaşın hemen başında meydana gelen bu başarı, ordunun subay ve erleri üzerinde olumlu bir etki yarattı. Subayların bir kısmı Sarıkamış’a saldırıp 1878’den beri Rusların elinde olan Sarıkamış’ı kurtarmak istiyorlardı. Ama ordu komutanı bu görüşte değildi. Rus saldırılarında Sarıkamış’a çok yaklaşan 3. Ordu, geri çekilen düşmanı takip etmedi. Daha elverişli bir arazide toplanmak, takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemek ve yeni bir Rus taarruzunu karşılamaya hazır olmak amacıyla 8-10 km kadar geri çekildi. Çünkü Osmanlı Genel Kurmayı’nın savaş öncesi görüşü, Kafkasya’dan Ruslara karşı yapılacak bir harekâtın, üstün Rus kuvvetleri karşısında başarılı ve etkili olamayacağı, 3. Ordu’nun kış harekâtına hazır olmadığı şeklindeydi.
Ancak ordunun, Rus kuvvetlerini geriletmelerine rağmen, takiple Sarıkamış’a girmek yerine geri çekilmesi, subayların çoğunda memnuniyetsizlik yarattı. Hem bazı subaylar hem de bölgedeki Valiler, Enver Paşa’ya telgraf çekerek Sarıkamış’ı kurtarma şansının kaçırılmamasını istediler. Enver Paşa karar veremedi. Okul arkadaşı ve Genel Kurmay 2. Başkan Yardımcısı Hafız Hakkı Bey’i Erzurum’a, 3. Ordu’ya, durum tespiti için gönderdi.
İstanbul’da Hafız Hakkı Paşa’nın görüşü bir harekât için yazı beklemek, ilkbahara kadar harbe girmemek şeklindeydi. 27 Kasım’da Hafız Hakkı Bey Erzurum’a geldi. İncelemeler, toplantılar yaptı. Cepheye, Köprüköy’e kadar gitti. Araziyi, iklimi inceledi. Ve 8 Aralık 1914’te İstanbul’a, Enver Paşa’ya, bir telgraf gönderdi:
“…Orduyu teftiş ettim ve durumu inceledim. Düşman durdurulmuş ve Horum’a (Sarıkamış önlerinde) atılmıştır. Oradan da gerilere atılabilir. İmha edilebilir. Ordumuzun durumu iyi… 10. Kolordu enerjiktir, yıpranmamıştır… Rusların sağ kanadına saldırmak mümkün…”
Bu telgraf üzerine Enver Paşa’nın kafası karıştı. Karar veremedi. Bizzat kendisinin gidip durumu yakından görmesi gerektiğini düşündü. Ve 12 Aralık 1914’te Enver Paşa Karadeniz yoluyla Erzurum’a geldi. O da toplantılar yaptı. Ordu komutanı ve kolordu komutanları ile görüştü. Subaylarla görüştü. Birlikleri denetledi. Bilgi aldı. 3. Ordu Komutanı’nın dışında Sarıkamış’a bir harekât yapılmasına ciddi bir itiraz yoktu. Sarıkamış’a bir harekât yapılmasına karar verdi. Bu karar üzerine, bunu tehlikeli gördüğünü bildiren 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa karar sonrası görevinden istifa etti. Enver Paşa, 3. Ordu Komutanlığı’nı da üzerine alarak harekâta katılmaya, harekâttaki 9. Kolordu ile birlikte Sarıkamış’a gitmeye karar verdi. Amaç Sarıkamış-Kars civarında bulunan yaklaşık 180 bin mevcutlu Rus Kafkas Ordusu’nu kuşatmak ve savaşın başında ağır bir darbe vurarak Ruslarda bulunan topraklarımızı kurtarmaktı. Ayrıca bu harekât, müttefikimiz Almanların da Avrupa Cephesi’nde yükünü hafifletecekti.
Harekâta 3 kolordu katılacaktı: 9., 10. ve 11. Kolordular. Bunların da komutanları, sırasıyla; İhsan Paşa, Hafız Hakkı Bey ve Ali Galip Paşa’ydı.
Harekât, 22 Aralık 1914 günü başlayacaktı. Harekât planı; bir kolorduyla (11. Kolordu) düşmanın saldırdığı yer olan cepheden tespitini, iki kolorduyla (9. ve 10. Kolordu) düşmanın kuzey kanadından kuşatılarak, düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış’ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu. Sarıkamış Harekâtı’na katılan subay ve erat sayısı Genel Kurmay belgelerine göre şöyledir: 9. Kolordu 36.784, 10. Kolordu 48.943, 11. Kolordu 27.019, 2. Süvari Tümeni 5.428. Yani 3. Ordu’nun harekâta başlarken mevcudu toplam 118.174’tü. Tamamen karlarla kaplı, 3000 metreyi bulan yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide, o günün koşulları ve karakış iklim şartlarında, eksi 20-25 derece soğukta, kış donanımından yoksun, bazılarının ayaklarında çarıkla, kaput denen kışlık giyecek olmadan, yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle 10. Kolordu birlikleri, harekât planını değiştirip kısa yoldan Sarıkamış’a gitmek yerine, çekilen Rusların arkasına sarkmak için yolu uzattılar. Bu yolda hesap etmedikleri ama aşmak zorunda kaldıkları Allahuekber Dağları’nda çetin zorluklar yaşadılar ve kış şartları sebebiyle asker ve silah olarak çok büyük zayiat verdiler. 10. Kolordu Komutanı Hafız Hakkı Bey, askerlerin yürüyüşünü yavaşlatıyor diye zaten az sayıda olan kaputları çıkartmış ve askerlerin temel malzemelerini, taşıdıkları sırt çantalarını da attırmıştı. Ayrıca harekât planını da değiştirerek, Sarıkamış’a Rusları arkadan çevirerek ulaşmak istedi. Tabii ki zamanında, Sarıkamış’a taarruz çıkış hattında olamadı. Askerlerinin çok büyük bir kısmının donarak dağlarda kalmasına sebep oldu.
Sarıkamış’a gelebilen birliklerle yapılan harekâtta kısmen sonuç alındı da denebilir. Çünkü harekâtta, Ruslarda yer yer panik başladı. Ancak kışın ağır şartları ve aşırı soğuk, yürüyüşü bile engelliyordu. Herkes zoru başarmak ve Rus birliklerini kuşatarak zafere ulaşmak istiyordu. Ama 26-27 Aralık 1914 gecesi askerlerde toplu donmalar yaşandı. On binlerce askerimiz şehit oldu. Harekât planını değiştiren 10. Kolordu, büyük oranda eridi. 9. Kolordu, komutanları İhsan Paşa ve kalan askerleriyle Ruslara esir düştü… Enver Paşa, 10 Ocak günü İstanbul’a geri döndü. Harekât 15 Ocak 1915 günü son buldu. İstanbul’a dönen Enver Paşa’nın yerine geçen Hafız Hakkı Paşa, kalan askerleri Erzurum’a geri çekti. Bu arada kendisi, dönüş sonrası Erzurum’da hastanede tifüsten şehit oldu. 3. Ordu Kurmay Başkanı Alman Yarbay Guze, anılarında şöyle diyor: “Polonya’daki Alman ve Avusturya kuvvetlerinin yükünü azaltmak için bu
cephede mümkün olduğu kadar çok Rus kuvvetinin tespit edilmesi gerekliydi… Başarısızlığa rağmen teşebbüsündeki cesaret etkisini gösterdi. Türkler şimdi çok zayıf oldukları hâlde, Ruslar bu savaş sahasındaki kuvvetlerini devamlı takviye ediyorlar. (…) Rusları korkutmak gibi uygun bir sonuç da elde edilmiş oldu. Ruslar, bundan sonra çok ihtiyatlı hareket ettiler ve savaşın devamı süresince aşırı hiçbir harekete teşebbüs etmediler.”
Harekâtta kayıplar konusunda çok farklı bilgiler vardır. Maalesef bunun kesin sayısını bulmak zordur. Genelde hatıralarda verilen rakamlar, bilgiden çok duyumlara dayandığından çok farklılık göstermektedir. En az 20.000 asker kaybından başlayıp 90.000 asker kaybına kadar verilen farklı rakamlar vardır. Biz, askerî belgelere dayanarak kayıplar konusunda şunları söyleyebiliriz:
22 Aralık 1914 günü harekât başladığında 3. Ordu’nun mevcudu 118.000 idi. Bu sayı belgelerde var.
15 Ocak 1915’te Erzurum’a dönen 3. Ordu’nun 15 Şubat 1915’te yapılan sayımdaki mevcudu, yine belgelere göre 42.000’dir.
Bu durumda, 118.000 – 42.000 = 76.000 kayıp vardır.
Maalesef kayıpların ne kadarı vurularak şehit, ne kadarı donarak şehit, ne kadarı esir, ne kadarı kaçak, ne kadarı kayıp bilmek mümkün değildir. Ruslar, Sarıkamış civarında 23.000 donmuş Türk askeri defnettiklerini bildirmişlerdir.
Olayın önemini belirtmek için Rus ordusunun da bu harekâtta 20.000 ölü-yaralı ile 6.000 askerini de donarak kayıp verdiğini belirtmeliyiz. Harekâtın 109. yılında bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.