Ata Beyt’in Cengizleri
Cengiz Aytmatov her ne kadar bir söz ustası ve edebiyat bilgesi olsa da ben Aytmatov’a tarih metodolojisiyle bakmaktan da kendimi alamıyorum. O’nu dünyaca tanınmış bir yazar hâline getiren sebepleri, Aytmatov’un varlığını gözümde büyüttüğüm kadar önemsiyorum.
Sonuçları hepimiz vitrinde görebiliyor, raftan alabiliyor ve açıp okuyabiliyoruz. Onurlu birer Kırgız olarak yaşıyoruz hatta…
Aytmatov’u eserlerindeki hâliyle gözlemleyebiliyoruz. Ancak onu anlamak, onunla empati kurmak ve onu sevdikçe babasını, annesini, hatta hiç görmediğimiz amcasını da seven bir kardeşi olarak bir nebze ödeşmek için “nedenler” üzerinde biraz daha durmamız gerekiyor.
Evrenin kanunudur, yıldızlar, büyük bir patlama (big-bang) olmadan ortaya çıkmazlar. Yıldızların evrendeki değerini ve üzerimizdeki etkisini nasıl tam olarak bilmiyorsak, Aytmatov gibi tam zamanında ufukta beliren kılavuz yıldızların değerini de ancak zamanla, hatırası önünde esas duruşa geçip, onun hakkında düşünerek anlayabiliriz.
Yıldızların altında gezinme, yıldızları izleme romantizmi başka, yıldızları inceleme ve kozmik sonuçlara ulaşma sorumluluğu başka işlerdir.
Bu sebeple derginin, bu sayısını bilge yazar Cengiz Aytmatov’a tahsis etmesi, bizi de özel bir sorumluluk altına sokmuş bulunmaktadır.
O zaman “neden-sonuç ilişkileri”nden başlayalım!..
Başlığı boşuna “Ata Beyt” diye atmadık. Konu doğrudan doğruya o kutsal mekânla ilgilidir. Değilse de bir şekilde bağlanmalıdır.