Gençlere Sorduk – 83. Sayı
Kırgızistan’ın Bermeti Isık-Göl
Isık-Göl, Kırgızistan’ın kuzeydoğusunda, Kazakistan’ın ise sınırlarına epey bir yakında bulunan, kapalı bir havza gölüdür. Çevresinde oldukça kar bulunmasına rağmen göl suyu asla donmaz. Adını aslında bu sebepten almıştır. Kırgızlar bu gölü, “Kırgızistan’ın İncisi (bermeti)” şeklinde isimlendirmiştir.
Gölümüzün yatay uzunluğu 182 km iken, dikey uzunluğu ise 60 km’dir. Kıyıların toplam uzunluğu 988 km’dir. Üstelik 6.238 km2 bir alan kaplar. Derinliği 278 metre olup en derin yeri 668 metredir.
Dünyanın en büyük ikinci gölü olması yanında aynı zamanda dünyanın en büyük de krater gölüdür.
Yaklaşık olarak 118 ırmak ve akıntı gölünü besler. Gölü besleyen elementler; kar suları ve soğuk ile sıcak kaynak sularıdır. Gölün suyu biraz tuzlu olmakla birlikte deniz kadar tuza sahip değildir. Ayrıca su düzeyi, her yıl yaklaşık olarak 5 cm düşmektedir. Bir dönem önce, gölün mukaddes olduğuna inanıldığı için göle adım atılmazmış. Fakat günümüzde turizm merkezlerinin gözdesi olarak yer almaktadır. Ayrıca ben de ailemle birlikte bu gölün etrafında yaşamımı sürdürdüm.
Ayrıca Yerli Düşünce Dergisi’nin de vesilesiyle, 30 yıldır bağımsızlığını sürdüren ve özgür bir ülke olan Kırgızistan’ın bağımsızlığını kutluyorum.
Aliman ZHOLDOSHBEKOVA
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Almanca Tercümanlık
Türk Dünyası ve Kırgızistan’ın Bağımsızlığının 30. Yıl Dönümü
Eskiye dayanan tarihi, zengin kültürü, göz kamaştıran doğal güzellikleri, gökyüzüne kadar ulaşan karlı dağları, yemyeşil yaylaları, misafirperver halkı, lezzetli yemekleri, özünü kaybetmeden yıllardır sürdürülen gelenek-görenekleri, özgürlüğü hep öne süren, Türk halklarının en eski halkına sahip olan Kırgızistan’ın, bu sene bağımsızlığının 30. senesi.
Orhon Yazıtları ve en eski yazılı belge olan Yenisey belgeleri ile Çin tarihinde M.Ö. 201 yılında kaynaklarda adı geçen Kırgızlar, şimdiki yaşadıkları bölgede yaşamlarını sürdürerek, Türk topluluklarının en eski halkıdır. Özgürlüğü için hep savaşan halk olmuşlardır Kırgız Türkleri.
Dünyaca bilinen “Manas Destanı”; Kırgızların tüm hayatını, tarihi ve kültürünü anlatırken; dünyanın dört tarafında bilinen Cengiz Aytmatov, özellikle Sovyetler Birliği zamanındaki savaş hayatını ve savaş sonrası yaşamı paha biçilmez tüm eserlerine yansıtarak, insanların Kırgız halkının tarihine şahit olmasında büyük rol oynamaktadır.
Diğer ülkeler ve halklar gibi zor günler geçirmesine rağmen Kırgızistan; başını eğmeden, dimdik önüne bakan, gün geçtikçe gelişen, doğal güzelliğini kaybetmeyen, genç ve güçlü bir ülkedir.
Sadece Kırgızistan değil, ülkemizle beraber Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan bu sene bağımsızlıklarının 30. yıl dönümünü kutlayarak, dünyaya “Türk Dünyası”nın birliğini seslendirmektedir.
Türk halkları derin ve güçlü bir köke sahiptir. Tarihte altın damgalarla hep var olmuşlar ve bundan sonra da hep olacaklardır.
Aitbubu SAİAKBAEVA
İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans
Kırgız Destanı “Manas”
Manas Destanı, Kırgızistan kültürünün en ünlü örneği ve (belki de) dünyanın en uzun halk şiiridir. Odyssey’den 20 kat daha uzun olan bu destan, savaşçı Manas’ın hayatının yanı sıra oğlunun ve torununun maceralarını anlatıyor. Bu hikâye, nesilden nesile, destanın anlattığı özel insanlar tarafından (Manasçı) korunup tekrar anlatıldı. Destan, 1800’lerde kaydedildi, ilk tam versiyonu 1920’lerde yayınlandı. Manas, birçok dile çevrilirken, Sovyetler Birliği’nde ve yurt dışında yayınlandı.
Şiirin başında Talas bölgesinde doğan Manas savaşçısı hakkında konuşuluyor. Hikâyenin merkezinde, savaşan kabileleri yeniden bir araya getirme ve halkı için bir vatan yaratma girişimleri var. Semerkant’tan bilge eşi Kanıkey ve Bakay adlı en yakın arkadaşı ve danışmanı da şiirin önemli kahramanlarıdır. Şiirin ikinci ve üçüncü bölümlerinde, Manas’ın oğlu Semetey ve torunu Seytek ana karakterlerdir.
Talas’ta, belki de Manas’ın kalıntılarının saklandığı bir türbe vardır. 1969’daki restorasyonda, orada bir erkeğin iskeleti bulundu ancak türbenin üzerindeki yazıtta, bir kadın için inşa edildiğini söylüyor. Destanda, Kanıkey ve Bakay’ın, Manas’ı başka bir isimle gömdüklerini, böylece mezarının (o günlerde yaygın olarak uygulanan) düşmanlar tarafından yıkılmamasını söylediği belirtiliyor. Manas’ın gerçekten var olup olmadığı o kadar da önemli değil, çünkü modern Kırgızistan üzerindeki etkisi çok büyük. Kırgızistan’ın resmî bayrağı, Manas sayesinde birleşen 40 kabileyi simgeleyen 40 güneş ışığını gösteriyor. Kırgızistan’ın her yerinde, Manas Uluslararası Havalimanı’ndan Manas Caddesi’ne ve Bişkek’teki Kırgız-Türk Manas Üniversitesi’ne kadar bu kahramanın adını taşıyan birçok yer var. Manas zirvesi 4482 metre, Talas Dağ zincirinin en yüksek zirvesidir. 1979’da Sovyet astronomu tarafından keşfedilen bir asteroid 3349 Manas olarak isimlendirildi. Manas heykelleri ülkenin her yerinde bulunabilir. Bişkek Filarmoni’nin karşısında Manas, büyülü atına binerek ejderhayı yenip gösteriş yapıyor. Kanıkey, Bakaya ve bazı ünlü Manaşçıları tasvir eden heykeller mevcut. Bişkek şehrinde Manasçılar Sayakbay Karalayev, Sagınbay Orozbakov ve Togolok Moldo onuruna adlandırılan sokaklar da mevcut. Ala-Too Meydanı’ndaki resmî bayrak direğinin yanında, Kırgız devletinin teşvik edilmesindeki rolünü teyit eden bir başka Manas heykeli daha vardır.
Nazar ABDIMOMUNOV
Ankara Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği
Kırgızistan’ın Bağımsızlığının 30. Yılı
Tam 30 yıl önce, 31 Ağustos 1991’de Kırgızistan tarihinde yeni bir sayfa açıldı ve Kırgızistan’ın bağımsızlığı ve egemenliği ilan edildi. Orta Asya’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kırgızistan, Türk Cumhuriyeti ülkeleri arasında bağımsızlığını ilan eden ilk ülkelerden biri oldu. Kırgızistan’ın bağımsızlığını ilk olarak Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya kabul etti. Sonra yavaş yavaş Cumhuriyet’in egemenliği tüm BM ülkeleri tarafından tanındı ve 165 devletle diplomatik ilişkiler kuruldu.
Kırgızistan, Özerk Cumhuriyet kurma yolunda zor ve uzun bir yoldan geçti, kanlı mücadelelerde bulundu, ancak halk, ana servetini yani bağımsızlığını her türlü korudu. Bağımsızlığın ilk günlerinden itibaren Kırgızistan, Orta Asya bölgesinin demokratik bir ülkesi olarak görüldü ve “Orta Asya’nın demokrasi adası” olarak dünyada tanındı. Bunun başlıca nedeni, genetik olarak kanda bulunan özgürlük sevgisi ve bağımsızlık arzusudur. Kırgızlar, özgürlüğünü tehdit eden her şeye ‘’hayır’’ dediler ve demeye devam ediyorlar. Kırgızların tarihi buna kanıttır.
Bağımsızlığından bu yana nüfus sayısı 2 milyon 134 bin kişi arttı. Bugüne kadar yerleşik nüfus 6 milyon 637 bin kişiye ulaştı. Cumhuriyet’in istihdam altındaki nüfusu, yüksek bir eğitim seviyesine sahiptir. İstihdam altındakilerin dörtte biri üniversite mezunu, geri kalanları yarı zamanlı ya da mesleki eğitim merkezlerinin mezunlarıdır. 1991 yılına gelindiğinde, SSCB’de sadece 9 yükseköğrenim kurumu vardı. Şu anda Cumhuriyet’in yüksek mesleki eğitim sistemi, 40 devlet ve 17 özel kurum da dâhil olmak üzere 57 yükseköğrenim kurumu ile temsil ediliyor. Nüfusun yaşam beklentisi arttı, 1991 yılında ortalama emekli sayısı 596 bin kişi iken, 2021 yılında bu rakam 736 bin kişiye ulaştı. Kırgızistan Cumhuriyeti’nin turizm alanında önemli bir potansiyeli var. Ülkede; manzara çeşitliliği, İpek Yolu, yaşayan gelenekler, misafirperverlik, muhteşem ulusal yemekler ve zengin kültürel tarihî miraslar dikkat çeker. Cumhuriyet ile birlikte özellikle turizm sektörünün gelişimi için 2021 yılında 15 milyar Som’un üzerinde sabit varlıklara yatırım yapılmıştır. Cumhuriyet’in dış ticaret cirosu, 2021 yılının başına kadar 5.648,6 milyon ABD dolarıdır ve 1991 yılına göre 7,7 kat artmıştır. İthalat gelirleri ise 3,684,1 milyon ABD dolarına ulaştı ve 8,8 kat arttı; ihracat sevkiyatları 6,2 kat artarak 1,964,5 milyon dolara ulaştı.
Bir ülke için 30 yıl ne büyük ne de küçük bir dönemdir. Bu süre içerisinde Kırgızistan, çeşitli olaylar yaşadı. Kırgızistan, bu noktadan sonraki yolunu yaşananlardan, tarihten ders çıkartarak devam ederse geleceğinin çok daha parlak olacağı şüphesizdir. Ülkenin, yeterli doğal ve ekonomik kaynakları, elverişli coğrafi konumu vardır. Sadece, kaynaklarını doğru bir şekilde yönlendirme ve sınır tanımayan emek harcama kalıyor Kırgızistan’ın gençlerine.
- yılın kutlu olsun Kırgızistan!
Aiperi TURSUNBEKOVA
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik