Kapitalizmin Oyuncağı:Tüketim Toplumu
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisinin Neresindeyiz?
Amerikalı psikolog Abraham Maslow’un beş bölümden oluşan ihtiyaçlar hiyerarşisini çoğunuz bilirsiniz. Bunlar; fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik, sevgi, saygınlık ve kendini geliştirme diye sıralanırlar. Bu piramidin en altında yer alan “nefes almak, yemek, su, boşaltım, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma” fizyolojik ihtiyaçları oluşturur. Maslow’a göre bunlar giderilmeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine geçilemez. Mesela bu bağlamda karnını doyuramayan, sağlıksız bir insandan öz güven, öz saygı, erdem, yaratıcılık gibi daha üst düzey ihtiyaçlarını tatmin etmesi beklenemez. Buna bir çeşit ihtiyaç önceliği de diyebiliriz. Bunu değiştirmek, yeniden sıraya koymak gibi bir durum söz konusu değildir. Demek ki insan fıtratının gereği budur. Bizler de buna uygun olarak hayatımızı sürdürürüz.
İnsanın, yaşadığı müddetçe yemeye, içmeye, barınmaya, giyinmeye ve dinlenmeye ihtiyacı vardır. Öncelikleri değişse de hiçbirimiz bunlar olmadan rahat ve huzur içinde yaşayamayız. Bunlar hangi milletten olursak olalım, cinsiyetimiz ne olursa olsun gidermemiz gereken ihtiyaçlardır. Yani demem o ki tüketim, Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi”nin tabanında yer almaktadır. Bu da öncelikle ve özellikle zorunlu ve temel ihtiyaçlarla ilgilidir. Peki, o zaman bizler fert ve toplum olarak Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi”nin neresindeyiz?
Modern Çağın İflah Olmaz Hastalığı: Tüketim
Tüketim farklı şekillerde ifade edilebilse de, genel olarak insanın çeşitli ihtiyaç ve isteklerinin karşılanması ile ilgili eylemlerin yekûnudur. Bir başka ifadeyle ekonomik ve kültürel bir olgudur. Tüketimin bireysel yanlarıyla birlikte toplumsal yanları da mevcuttur.
Tüketmek aslında var olan bir şeyi (nesneyi, varlığı) bitirmek, işlevsiz hâle getirmek ve en basit tabirle yok etmektir. Tüketmek için söz konusu varlığı cismen ortadan kaldırmak gerekmez, işlevsiz hâle getirmek ve hayatından çıkarmak da bir çeşit tüketme eylemidir.