Şimdi yükleniyor

KARDEŞ KIRGIZİSTAN ile KÖKLÜ TARİHTEN GÜÇLÜ GELECEĞE

83 fuat oktay

KARDEŞ KIRGIZİSTAN ile KÖKLÜ TARİHTEN GÜÇLÜ GELECEĞE

Dost ve kardeş ülke Kırgızistan, bu yıl bağımsızlığının 30. yıl dönümünü kutluyor. Bu vesileyle, Türkistan coğrafyasında bir “tugan” (kardeş) olarak gördüğümüz Orta Asya’nın en kadim milletlerinden Kırgız halkını ve Kırgızistan’da yaşayan tüm soydaşlarımızı en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.
Ortak dil, din ve sosyo kültürel değerleri paylaştığımız kardeş Kırgız halkı, köklü bir tarihe sahiptir. Kırgızistan ise, Avrasya’nın kalbi Orta Asya’da jeopolitik bakımdan büyük öneme sahiptir. Bu itibarla, SSCB’nin dağılmasından sonra 1991 yılında Orta Asya’da beş yeni bağımsız devletten biri hâline gelen Kırgızistan’ın refahı ve mutluluğu Türkiye’nin önceliklerinden biri olagelmiştir.
Kırgız Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını 16 Aralık 1991 tarihinde ilk tanıyan ve 29 Ocak 1992 tarihinde bu ülkede büyükelçiliğini açan Türkiye’nin Kırgızistan’la ilişkileri:

  • Kırgız devletinin yapılanma sürecinde her türlü desteği vermek,
  • İmar, altyapı, kalkınma, ulaştırma ve sağlık projeleriyle Kırgızistan’ın iktisadi gelişimine katkı yapmak,
  • Eğitim ve kültür alanlarında halklarımız arasındaki bağları güçlendirmek,
  • Kırgızistan’ın uluslararası toplumla bütünleşmesine destek olmak

gibi çok boyutlu stratejik temeller üzerinde kurulmuş ve bu temeller üzerinde gelişmiştir.

İki ülke Cumhurbaşkanları tarafından 1997 yılında imzalanan “Ebedî Dostluk ve İşbirliği Anlaşması”, 1999 yılında yayımlanan “Türkiye ve Kırgızistan: Birlikte 21. Yüzyıla” bildirisi ve 2011 yılında imzalanan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) Kurulmasına İlişkin Ortak Açıklama, bugün ulaştığımız stratejik ortaklığın temel belgeleridir. Yüksek düzeyli ziyaretlerde atılan adımlar, tecrübe ve bilgi paylaşımını öngören anlaşmaların imzalanması, parlamentolar arasındaki ilişkiler ile askerî eğitim iş birliği, bağımsız Kırgızistan’ın yapılanma sürecinde önemli merhaleler olmuş; diyalog ve dayanışmamız, 2011 yılının Nisan ayında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin tesis edilmesiyle stratejik seviyeye ulaşmıştır. Bu yıl yönetim sistemi olarak Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin benimsenmesi, istikrar yolunda atılan önemli bir adım olmanın yanı sıra ülkelerimiz arasındaki mükemmel etkileşimin Kırgızistan’daki siyasi sürece de yansımasıdır.

Eş başkanlığını yürütmekte olduğum, 16 Ağustos 1995 tarihinde imzalanan “Türk-Kırgız Karma Ekonomik Komisyon Kurulmasına Dair Anlaşma” kapsamında gerçekleştirilen Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Toplantıları da; başta ticari, askerî, kültür, eğitim, sağlık, ulaştırma alanlarında olmak üzere pek çok alanda stratejik ortaklık seviyesinde devam eden ilişkilerimize önemli bir yasal altyapı teşkil etmektedir.
Bu doğrultuda, 22 Kasım 2019 tarihinde imzaladığımız 76 eylemden oluşan Türk-Kırgız KEK 9. Dönem Protokolü kapsamında 38 eylemi başarıyla tamamlamış bulunmaktayız. Kırgızistan’ın bağımsızlığının 30. yılında, 10-11 Eylül 2021 tarihinde Bişkek’te imza altına almış olduğumuz ve 79 önemli eylemi içeren Türk-Kırgız KEK 10. Dönem Protokolü ve Marjında 4 anlaşma imza altına alınmıştır.
Gerek 10. Dönem KEK Toplantısı gerekse KEK Marjında yapılan ve iş insanlarımız tarafından büyük ilgi gören Türk-Kırgız İş Forumu ve Dar Kapsamlı İstişare Toplantısı’nın, geride bıraktığımız 30 yılda olduğu gibi bundan sonra da dost ve kardeş Kırgızistan ile olan stratejik ortaklığımıza önemli katkılar sağlayacağına olan inancım tamdır.

Yaklaşık 750 milyon dolar seviyesindeki son 12 aylık dış ticaret hacmimiz, 47 milyon dolar seviyesindeki karşılıklı yatırımlarımız, 900 milyon dolar seviyesindeki müteahhitlik hizmetlerimizin toplamı olarak tanımladığımız ekonomik büyüklüğümüzün yaklaşık 1,7 milyar dolara ulaşmış olması, söz konusu stratejik ortaklığın somut bir göstergesidir.

Yılda 1 milyar dolar ticaret hacminin yakalanması hedefiyle hâlihazırda devam eden ticari münasebetlerimiz, Kırgız halkına kaliteli ürünlerin ulaştırılmasını ve pazar ekonomisinin geliştirilmesini öngörmektedir. Uluslararası ticaret, bölge dışı ulaşım ve lojistik alanlarında Kırgızistan’da gerekli altyapının tesisinde iş birliğimizin ivme kazanıyor olması memnuniyet vericidir. Bakü-Tiflis-Kars demir yolunun Hazar Denizi üzerinden Orta Asya’ya kadar uzatılmasının ve kara yolu ulaştırmasındaki yakın iş birliğimizin olumlu sonuçları olacaktır.
Bağımsızlığından bu yana, Kırgızistan’ın ekonomisine 1700’ü aşkın Türk firması ve 1,5 milyar dolara yakın sermayesiyle katkı sağlayan Türk özel sektörü, Kırgız Cumhuriyeti’ndeki en önemli yatırımcılardan olmuştur. Kırgızistan’da, Türk Organize Sanayi Bölgesi kurulması amacıyla çalışmalarımız devam etmektedir.

Kırgızistan’ın özellikle eğitim ve sağlık alanlarında altyapısını güçlendirmesi ve yeni teknolojilere erişimi bağlamında, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından sağlanan kalkınma yardımlarının tutarı 1 milyar dolara yaklaşmıştır. TİKA tarafından yapımı tamamlanan Bişkek’teki 72 yatak kapasiteli Kırgız-Türk Dostluk Devlet Hastanesi’nin, Kırgızistan’ın bağımsızlığının 30. yıl dönümünde hizmete girmiş olması Türkiye’nin, Kırgızistan halkına kalkınma odaklı desteğinin örneğidir.

Eğitim iş birliğinin muhteviyatı, Türkiye-Kırgızistan stratejik ilişkilerinin bir diğer boyutudur. Türkiye’nin Kırgızistan’la ortaklaşa 1995 yılında kurduğu Kırgız-Türk Manas Üniversitesi, çeyrek asırdır verdiği 9 binden fazla mezunuyla iki ülke arasında eğitim köprüsü görevi görmektedir. Benzer şekilde kuruluşundan bu yana 35 binden fazla Kırgız vatandaşına dil sertifikası vererek, Türkiye Türkçesinin Kırgızistan’daki öğretim merkezi hâline gelen Türkiye Türkçesi Eğitim Merkezi (TTÖMER), Millî Eğitim Bakanlığı’mıza bağlı devlet okullarımız, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından desteklenen Oş Devlet Üniversitesi’ne bağlı Araşan İlahiyat Fakültesi, Kırgız Cumhuriyeti’ndeki eğitim iş birliğimizin mihenk taşlarıdır. Kırgızistan’daki eğitim seviyesini önemli düzeyde yükseltecek olan Türkiye Maarif Vakfı Bişkek Eğitim Kompleksi’nin, 500’ü aşkın öğrencisiyle Kırgızistan ile diplomatik ilişkilerimizin 30. yıl dönümünde faaliyete geçmesi ve Orta Asya’da açılan ilk Türkiye Maarif Vakfı okulu olması önem taşımaktadır.

Tarih boyunca ortak değerler temelinde var olan ve Kırgız Cumhuriyeti’nin bağımsızlığıyla birlikte kurumsallaşan kültürel ilişkilerimiz, her dönem gelişen ve ülkelerimizi yakınlaştırmaya devam eden müstesna bir alandır. Bu çerçevede, 1992’den bu yana Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın sağladığı Türkiye Bursları çerçevesinde, Türkiye’de öğrenim görmüş 4.500’den fazla Kırgız öğrenci aynı zamanda kardeş halklarımız arasındaki kültür elçileri olmakta; Türkiye ile Kırgızistan arasında tesis edilen 30’a yakın kardeş şehir ilişkisi, yerel yönetimler arasında etkileşime katkıda bulunmakta; Orta Asya genelinde Kırgızistan’dan karasal yayın yapan TRT Avaz ve her yıl Kırgızistan’da düzenlenen Türk Filmleri Haftası, kültürel iş birliğimizi pekiştirmektedir.

77 yıl önce ana vatanlarından sürgün edildikten sonra Kırgızistan’ın da içinde bulunduğu 9 ülkeye yerleşen Ahıska Türkleri, ayrıca Göktürkler ve Karadeniz Türkleri gibi Türkçe konuşan soydaşlarımız ve 1980’li yıllarda ağırlıklı olarak Van’ın Erciş ilçesine yerleştirilen Ulupamir Kırgız’ı vatandaşlarımız, son 30 yılda gönül coğrafyamız Kırgızistan’la ülkemizi yakınlaştıran kültür köprüleridir.

Bağımsızlığıyla birlikte Kırgızistan’ın uluslararası toplumla bütünleşmesine Türkiye tarafından verilen destek ve Türk coğrafyasındaki bölgesel iş birlikleri, çok boyutlu ilişkilerimizin stratejik halkasıdır. Türkiye’nin söz konusu siyaseti, başta Birleşmiş Milletler Teşkilatı olmak üzere, iki ülkenin uluslararası kuruluşlarda birbirine verdiği desteklerle yeni bir seviyeye ulaşmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı, TÜRKPA ve TÜRKSOY gibi bölgesel iş birlikleri, Türkiye ile Kırgızistan’ın gelecek nesillerine miras bırakacakları Türk dünyasına yön vermektedir.
Kırgızistan’ın bağımsızlığının 30. yıl dönümünde, ilişkilerimizin içeriği, Türkiye ile Kırgızistan arasında daha da gelişme potansiyeli taşıyan başarılı bir iş birliği modeli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, iki ülke ilişkilerinin karşılıklı stratejik yarara dayanan temeller üzerinde gelişmeye devam edeceğine, gerek ikili gerek bölgesel ve uluslararası iş birliğinde yeni boyutlar kazanacağına olan inancım tamdır.