“Prof. Dr. Sancar: Başarmanın Formülü; Azim, inanç ve çaba”
Batman Üniversitesi tarafından düzenlenen “Kırsal ve Bölgesel Kalkınmada Üniversitelerin Rolü” başlıklı öğrenci buluşması etkinliğine Nobel Ödüllü Bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal çevrimiçi olarak katıldı.
Nobel Ödüllü Bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, gençlerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluk ve heyecanı ifade ederek “Sizleri ismen tanımıyorum. Hiçbirinizin hayat öyküsünü birebir bilmiyorum. Ama emin olun, hepinizi çok iyi tanıyorum. Çünkü gözlerinizdeki ışık; bana hiç yabancı değil. İçinize sığdırmakta zorlandığınız heyecanınız, bana hiç yabancı değil. Beni dinlerken kafanızdan geçen muhtemel düşünceler, bana hiç yabancı değil. Kaygılarınız, endişeleriniz, soru işaretleriniz bana hiç yabancı değil. Çünkü karşınızdaki bu adam bir zamanlar sizlerin hissettiğini hissediyordu. Sizlerin kurduğu hayalleri kuruyordu. Sizlerle benzer bir yaşam sürüyor, yarınını planlamaya çalışıyordu. Ve o adam biliyor ki; sizlerin arasından başarılarıyla, yaptığı çalışmalarla, bilimde, sanatta ya da herhangi başka bir alanda ortaya koyduklarıyla yıllar sonra gençlerle buluşacak ve başarılarının ardındaki ilhamı, azmi, çalışmalarını anlatacak.” diye konuştu.
“O motivasyon genlerimizde var, tarihi mirasımızda var, kültürel kodlarımızda var”
Mardin’in Savur ilçesindeki bir çocukken hangi motivasyonla Nobel’e uzanan bir yolculuğa çıktığını paylaşan Sancar, “O motivasyon genlerimizde var, tarihi mirasımızda var, kültürel kodlarımızda var. Eğer bizi bu güne getiren dünü bilirsek, yarınımızı da öngörebilir, geleceğe yönelik projeksiyonlarımızı daha sağlam yapabiliriz. Bizler “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” diyen bir büyük kahramanın, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ülkenin çocuklarıyız. Bizler zamanın en büyük ar-ge’cisi, mucidi fatih Sultan Mehmet’in torunlarıyız. Bizler ilk emri “oku” olan bir dinin ahlakı ile sarmalanan insanlarız. “İlim Çin’de bile olsa gidip alın” diyen bir geleneğin temsilcisiyiz. Solduğumuz iklim İbn-i Sinaların, Ali Kuşçuların, Ömer Hayyamların, Mimar Sinanların iklimidir. Eğer bu iklimi solumayı bilirseniz, sizlere neyin miras bırakıldığını anlarsanız, size bu günü getiren dünün sorumluluğunu hissederseniz geriye sadece başarmak için yola çıkmak kalacaktır. “ ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Sancar, “Peki, nasıl oldu da oldu? Mardinli Aziz Sancar, okuma yazma bilmeyen anne ve babanın çocuğu nasıl başardı? Sizlerle sırrımı paylaşmakta sakınca görmüyorum. Başarmanın formülü de olan bu sır tüm dezavantajları avantaja çevirebilecek sihirli bir sırdır: Azim, inanç ve çaba… Eğer bu üç cevhere sahipseniz sizlere belki de aşılmaz engeller gibi gelen, umutsuzluğa ve daha kötüsü başaramama duygusuna sürükleyecek bütün dezavantajların aşılması gereken küçük engeller olduğunu göreceksiniz” dedi.
“Siz yolunuzda yürüyün, başarı sizi takip edecektir”
Gençlere tavsiyelerde bulunan Sancar, “Ben bu yola Nobel alayım çıkmadım ama başarıyı çok istedim. Siz yolunuzda yürüyün, başarı sizi takip edecektir. Nobel, bu başarıyı tescilleyen bir faktör oldu sadece. Doğup büyüdüğüm memleketime borcumu ödemek için doğduğum yer olan Savur’a yakın bir bölgede iki yıl sağlık ocağı doktorluğu yaptığımda da Nobel aklımda yoktu. Sadece başarmak istedim. İnsana fayda sağlamak ve onların sorunlarına çare olmak gurur vericiydi. Bu gururu yaşadıkça başarmak için bir şeyler yapabilmek duygusu, coşkumu daha da artıyordu. Ben de buna kavuşmak için çabaladım.” diye konuştu.
Gençlere pandemi dönemini hatırlatan Sancar, “Geleceğe dair sorularınızı artıracak. Ancak şöyle geçmişe kısa bir yolculuk yaptığımız zaman görüyoruz ki; insan, en sıkıntılı döneminde en verimli işleri yapmıştır. İşte benim de söylemek istediğim, hepimizin bu mantaliteye sahip olması gerektiğidir. Yaşanan ne olursa olsun hepimizin kendisini yenilemesi gerektiğidir.” vurgusu yaptı.
“Omuzlarınızda tüm insanlık varmış gibi şevkle yapın işinizi”
“Umarım bu anlattıklarım sizlerin de akıl ve bilimin yolundan giderek insanlığa yararlı işler üretmenizde bir ilham verir. Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin gençlerine de bu yakışır.” Diyen Sancar, “Bizler sizler için sadece bir işaret fişeği olabiliriz. Kendi yolunuzu kendiniz açacak, bizleri geçeceksiniz. Ne diyordu Atatürk: “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz. O yüzden; her ne iş yapıyorsanız, işinize Odaklanın. Belki sizin bile beklemediğiniz sonuçları, başarıları bu yolla alacaksınız. Odaklandığınız sadece bireysel başarınız olmasın. Omuzlarınızda tüm insanlık varmış gibi şevkle yapın işinizi.” tavsiyelerinde bulundu.
Öğrencilerin rol model aldığınızı birleri var mı sorununa yanıt veren Sancar, babasını ve annesini örnek aldığını anlattı. “Az gelirli bir aileydik, babam ve annem okuma yazma bilmezdi. Ama babam o dönemdeki çoğu erkek gibi kahveye gitmedi, sürekli ailesine bakabilmek için çalıştı. Annem de öyle üstelik annem her zaman okumamız için bizi destekledi” ifadelerini kullandı. Sancar, Atatürk’ün de bir diğer rol modeli olduğunu kaydederek, “Atatürk ün devrimleri bize verdiği özgüven çok önemli” vurgusu yaptı.
TÜBİTAK Başkanı Mandal: “Bir şeye ulaşmak için çok çalışmanın, onun sonunda bir ödüllendirmenin geleceğinin en iyi örneklerinden biri Aziz Hocamız”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da, çevrimiçi de olsa etkinliğe katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. ”Aziz Hocamız gençlere mesajın doğru aktarılması için büyük bir emek sar gayret sarf ediyor. Benim için en önemli rol model Aziz Hocamız.” diyen Mandal; “Ben özellikle Aziz hocamın yaşadığı yere gittim, hocamızın doğduğu, büyüdüğü o ortamı kokladım. O zaman daha iyi anlayabiliyorsun. Bazıları müze gibi gidebiliyor. Ama ben empati yapmaya da çalıştım. Hoca burada ne yapıyor idi. Yani işte o özellikle ilk hasta baktığı yer kendi evi. O ortamda, o yıllarda almış olduğu eğitimi belki Türkiye’nin o gün için akla gelmeyen bir ilin ilçesinde hizmet vermeye dönüştürmüştü. hocamızın bu etkinliğe katılmış olması çok kıymetli . Umarım söylediklerini not ettiniz. Özellikle ‘ben kendi başarımı ülkemin başarısı olarak görüyorum onunla kendimi motive ediyorum ve sorumlu kılıyorum’ demesi çok kıymetli. Aziz Hoca başarıya ulaşmak için çalışmanın, sabrın ve azmin gerektiğini söyledi. Nobel ödülü almak için çalışmadı Aziz Hoca. Nobel yapmış olduğu çalışmalardan dolayı kendisine verildi. Bu da çok kıymetli sevgili arkadaşlar. Bir şeye ulaşmak için çok çalışmanın, bir değer üretmenin; ne iş yapıyorsanız doğru yapmanın; sonunda başarının geleceği onun sonunda bir ödüllendirmenin geleceğinin en iyi örneklerinden biri Aziz Hocamız.” diye konuştu.
Prof. Dr. Mandal, “TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları’ndan çıkan ve Aziz Hocamızın başarı öyküsünü anlatan kitabımızın Batman Valiliği tarafından 10.000 adet alınarak Batmanlı çocuklarımıza ve gençlerimize dağıtılmasından Aziz Hocam ile birlikte ayrıca mutluluk duyduk. Bu kitapların çocuklarımız ve gençlerimiz için bir rehber, bir başucu eseri olmasını temenni ederim.” değerlendirmesinde bulundu.
“Başarılı olmanın anahtarı o tutkunun içinde, o çalışmanın içinde, o sabrın içinde”
Mandal, kendi hayat hikayesini paylaştı: “Ama kendi hayat hikayeme bakarsanız birçoğunun hayat hikayesiyle de buluşabildiğini düşünüyorum. Ben Eskişehirliyim ilk, orta, lise öğrenimimi Eskişehir’de tamamladım. Belki en önemli söyleyebileceğim mesajlardan bir tanesi şu: Ben bir meslek lisesi mezunuyum. Motor meslek lisesinden mezun oldum. Yani şu an karşınızda TÜBİTAK kurum başkanı olarak konuşuyorum ama başlangıç noktama bakarsanız; benim de annem babam ilkokul mezunu. Tek söyledikleri ‘oğlum oku okuman için elimizden gelen her şeyi yapacağız’dı. Allah razı olsun onlardan. Ama günün sonunda “Biz seni anca liseye kadar okutabileceğiz. En azından bir meslek sahibi olursun’ diye motor meslek lisesine gönderdiler. Sonrasında üniversite okumak istedim, çalıştım ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğrenci oldum Metalurji mühendisliği bölümünde. Yani Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bir meslek liseli olarak ne kadar zor olabileceğini tahmin edebilirsiniz. Birçok insan işte fen liselerinden veya çok çok daha ismi popüler olan liselerden gelmişler. Siz bir meslek lisesinden gelmişsiniz. Ama hazırlık sınıfından sonra birinci sınıfın ikinci döneminde matematikte Kalkulist iki diye bütün üniversitede ortak yapılan bir sınav vardı. Sadece bölümün değil matematik dersi alan öğrencilerin ortak sınavı. Mühendisliğin en yüksek notunu ben almıştım. Başarı ne kadar istediğinize ve ne kadar çalıştığınıza bağlı. Dolayısıyla başarılı olmak istiyorsanız onun anahtarı o tutkunun içinde, o çalışmanın içinde, o sabrın içinde… Bölüm üçüncüsü olarak mezun oldum.
Aziz Hocamız da TÜBİTAK bursuyla doktorasını yapmaya yurt dışına gitmiş. Ben de yine TÜBİTAK bursuyla doktora yapmak üzere yurt dışına Gittim. TÜBİTAK hem Aziz Hocaya hem de bana dokunan bir kurum. Ben şu an TÜBİTAK başkanı olarak görev yapıyorum. Ama aynı zamanda ben TÜBİTAK bursiyeriyim. Bunun bana vermiş olduğu en önemli değer; Benim yüksek lisansım yok. Üniversite sonrasında söylenen yüksek lisans, sonra doktora en az böyle bir işte en az dört yıl falan gibilerinden. Bunların hepsi bir takım kabullenmişlikler. Bunları değiştirebilmek sizin elinizde. Ben yüksek lisans yapmadım. Direkt doktoraya başladım. Doktoram üç yıl sürdü. Sizde tutku ve azim varsa teorik olarak mümkün olan her şey pratik olarak da mümkün olabilecektir.
Sonrasında farklı üniversite deneyimlerim oldu. Anadolu Üniversitesi’nde çalıştım, sonrasında Sabancı Üniversitesi’nde çalıştım. Rektörlük de yaptım ve Beş buçuk yıldır TÜBİTAK’ta başkan olarak görev yapıyorum. Gece ikiyle beş arası uyuyorum sadece. Yani gece sıfır ikiyle beş dışında her zaman ulaşılabilir birisiyim. Yapılabilecek gerçekten çok güzel işler olduğunu düşünüyorum ve bu güzel işlerin arasında da en fazla öğrencilerle, sizlerle buluşmaya çalışıyorum. Bazen çevrim içi ama çoğu zaman da fiziki olarak sizlerle bir araya gelmek için sürekli bir gayret ve çaba içerisindeyim.”
“Hayalinizden vazgeçmeyip tutkunuzun, çalışmanın, sabrın, azmin yolunda ilerlediğiniz sürece başarı kaçınılmaz”
Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Mandal, “Yapılamayacak hiçbir şey yoktur, onlar sadece sizin önünüze koyduğunuz bariyerdir. Belki sizin arzu ettiğiniz, planladığınız zaman diliminde olmayabilir. Kendi kariyerimde bunun birçok örneğini gördüm. Yapmak istediğim, ulaşmak istediğim noktaya belki o an ulaşamadım. Ama onun sonrasında onun çok daha farklı bir düzeyine ulaştığımı düşünüyorum. En iyi örneklerini de ben üniversiteyi yurt dışından döndüğüm zaman Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde çalışmak istemiştim. Hoca olmak istemiştim. Ama Orta Doğu Teknik Üniversitesi o yıllarda beni hoca olarak kabul etmemişti. Ama daha sonra 2005 yılında ben Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin en prestijli ödülü olan bilim ödülünü aldım ve o zaman rektör bana; “Hocam siz niye bizim üniversitemizde çalışmayı tercih etmediniz?” diye sormuştu. Ben de büyük bir övünçle siz beni hoca olarak kabul etmemiştiniz diye söyleşmiştim. Yine 2010 yılında Anadolu Üniversitesi’nde rektör adayı olmuştum. En yüksek ikinci oyu almıştım. Ben üç yüz oy almıştım. Doksan yedi oy olan kişi atanmıştı. Ve o kadar çok kızmıştım ki. Yani beni insanlar tercih ediyor. Ama ben rektör seçilmemiştim, atanmamıştım diye. ama 2015 yılında da YÖK başkan vekili oldum. Yani YÖK’ün en üst düzeyde karar vericilerinden birisi oldum. Kariyer hikayenizdeki başarıyı sadece anlık olarak düşünmekten çok hedefinizde önce kendinize, sonra memleketinize, sonra da insanlığa fayda sağlamak, hizmet etmek noktası olsun mutlaka ona ulaşabileceksiniz. O yüzden hayalinizden vazgeçmeyip tutkunuzun, çalışmanın, sabrın, azmin yolunda ilerlediğiniz sürece başarı kaçınılmaz.” değerlendirmelerinde bulundu.
“Şu an birçok güçlükle karşı karşıyayız. Eğer genç arkadaşlarımız açısından aktarmak istersem çok karamsar bir gelecek önünüze koyabilirim. Ekonomik sorunlar, gıdaya ulaşmaktaki güçlük olsun, gelecekteki daha fazla enerji olsun, suya ulaşmak gibi birçok bir çözüme ihtiyaç var. Ya birileri bu güçlüklere çözüm bulsun biz de bunları kullanalım diye bakacaksınız ya da bu sorunların bu güçlüklerin çözümünde ‘ben de varım’ diyeceksiniz.” hatırlatmasında bulunan Mandal,” Pandemi dönemi şunu gösterdi sevgili arkadaşlar. Çoğu ülke kendi vatandaşlarına maske dahi bulamadı. Ve ilk solunum cihazlarını Türkiye’den temin ettiler. Dolayısıyla gelişmişlik sadece bir alan.” diye konuştu.
“TEKNOFEST’le Türkiye’nin geleceği yazılıyor”
“Sadece sorunun ne olduğunu değil niçin önemli olduğunu değil, nasıl çözüleceğine odaklanmak gerekiyor. o açıdan siz çok kıymetlisiniz. Bizim sunduğumuz programların özellikle son dört beş yıl içinde büyük çoğunluğu gençlere, öğrencilere, çocuklarımıza yönelik hazırlanıyor. Bunun en önemli anahtar yeri de TEKNOFEST.” vurgusu yapan TÜBİTAK Başkanı, “TEKNOFEST’le Türkiye’nin geleceği yazılıyor. Sadece ülkemizin değil bu coğrafyanın geleceği, bu insanlığın geleceği yazılıyor. Bakınız, şu örneği vereceğim ve bunun içinde size rol ve sorumluluk noktası. 2018 yılında ilk TEKNOFEST gerçekleştirildiğinde yirmi bin yarışmacı vardı. Beş yüz bin katılımcı vardı. Yani çok uzun zaman değil. Bu yıl sadece İstanbul’dakiler iki milyon yedi yüz bin kişi katıldı. Ama çok daha önemli bir şey söyleyeceğim. Bir milyon yarışmacımız vardı. Bir milyon öğrencimiz ben bu sorunlara seyirci kalmak istemiyorum dedi. Benim çözümüm var diyen arkadaşımız var mı? Yani eminim bu salonda oturan arkadaşlarımızdan da o bir milyon gencimizin arasında olanlar vardır. İstanbul’daki TEKNOFEST’e gelmiş olmak bir başarı. Ama kendi başına önemli olan başarı sorun çözmek için ben de adayım diyebilmek. O yüzden ben geleceğimize baktığımız zaman size yürekten güveniyorum.” dedi.