Sanal Dünya Hapishanesinin Gönüllü Mahkûmu Olmaya İsyan
Dünya, Metaverse (meta-universe) dönemine giriyor. Metaverse; evren ötesi, öte evrenler, sanal dünya, dijital dünya anlamına geliyor. Bu, gerçek fiziki dünyanın dışında kurgusal bir dünya tasarımı demektir. İçinde yaşadığımız somut, fiziki dünyanın sanal dünya içinde yeniden üretilmesidir.
Bu durumu tanımlamak ve açıklamak için kullanılan kavramlardan biri de simülasyondur. Simülasyon; bir nesne, bir varlık, bir olay ya da durumun aslına, asıl gerçekliğine benzer şekilde sembolleştirilerek farklı bir platformda sanal olarak yeniden üretilmesi ve canlandırılmasıdır.
SpaceX’in patronu, Tesla’nın sahibi, dünyanın en zengin adamı Elon Mask: “Evren, %99,9 ihtimalle tamamen bir simülasyondur.” demiş. Allah da şöyle diyor: “Bu dünya hayatı gelip geçici bir eğlenceden başka bir şey değildir, hâlbuki öteki dünya kalıcı bir yurttur.” (Mü’min Suresi, 39).
Gerçek dünyadan koparılıp sanal dünyaya hapsedilen insanları oyalamak ve eğlendirmek için hayat dâhil her şeyi oyunlaştırma ve dünyayı bir oyun alanı hâline getirme eğilimi görülüyor. Ciddiyeti yok edilmiş, oyunlaştırılmış, bütün insani ve kutsal değerlerden arındırılmış bir hayat çöpe gitmiştir. İslam’ın, dünyanın bir oyun ve oyalanma yeri olduğu tanımıyla, dijital kurumların hayatı oyunlaştırma eğilimi arasında hem bir benzerlik hem de farklılık var.
Kur’an’da geçen şöyle bir ayet var: “Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri bu dünya hayatı, hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; ahiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi!” (Ankebut, 64)
Burada ahireti ve Allah’ı kabul etmeyenlerin, dinsizlerin, maddecilerin bu dünya hayatını tek gerçek hayat kabul edip ahireti yok saymaları ve bu yüzden âdeta bu dünyaya, bu dünyanın maddi değerlerine taparcasına bağlı kalmaları, öldükten sonra yok olup gideceklerini düşünmeleri ve bu kısacık ömrü de bir eğlence olarak görmeleri eleştiriliyor. Bunlara asıl, kalıcı ve sonsuz olan hayatın ahiret olduğu; bu dünyanın ise geçici, sınırlı, kısa bir ömür süreliğine bir oyun ve eğlence gibi bir şey olduğu, asıl olarak İslami değerlere bağlı bir hayat yaşamanın gerektiği, öldükten sonra sonsuza dek kalıcı bir ahiret hayatında sonsuz bir cennet hayatı vaat ettiği vurgulanıyor.
Ancak sanal dünyalar üreten dijital kurumların bu hayatı oyunlaştırması başka bir bağlamdadır. Dijital kurumlar; Allah’ı, İslam’ı, imanı, ahireti, ölümü, yardımlaşma gibi ahlaki değerleri unutturup hayatı sadece sanal oyunlarla tüketmeyi, kısacık ömrü eğlence içinde geçirmeyi vaat etmektedir.
Dijital kurumların, sosyal medyanın, “Metaverse”ün elbette faydalı boyutları vardır. Özellikle ticarette, sanayide, bilgi ve fikir paylaşımında, reklamda, değişik amaçlı toplantılarda ulaşım, konaklama gibi alanlarda zaman kazanma, masraftan tasarruf sağlama ve geniş kitlelere ulaşma kolaylığı gibi faydaları vardır. Ancak zararlı boyutları da göz ardı edilmemelidir. Her yeni teknolojik aygıt ve yapının hem faydalı hem de zararlı boyutları vardır. Mesele, bunları faydalı amaçlar için kullanmaktır. Bıçakla, ekmek de kesersiniz adam da. İnternet, sosyal medya, Metaverse gibi yapılar da böyledir. Ancak salt birer araç olan bu aygıt ve yapılar, maalesef genellikle kötü amaçlar için kullanılıyor ve en çok da çocuklar ve gençler için kontrolsüz kullanıldığında bu durum büyük yıkımlara yol açabilmektedir.
Gelişen ve ilerleyen teknoloji sanal ürünlerle, holografik 3D avatarlarla, oyun platformlarıyla özellikle çocukları ve gençleri, doğal hayattan, gerçek dünyadan ve somut toplumsal ilişkilerden, fıtratından, doğuştan getirdiği doğal yapıdan uzaklaştırıp soyutlayarak iyice zombileştiriyor. İnsanın doğuştan getirdiği hem ruhsal hem de