Türk Asrına Hazırız
Türkler, son iki asır öncesine dek dünyada en etkin imparatorlukları kuran ve yöneten bir milletti.
Mete Han’ın, uzun menzilli ve ıslıklı oku icadıyla başlayan bir yükselişti bu. Savaş taktikleri ve askerî alandaki icatları ile Türkler, tarih boyunca hep ileride oldular.
Bunu, “Hilal Taktiği” ile Attila’nın, hafif silahlarla Avrupalıların üzerine giderek, “Tanrı’nın Kırbacı” olarak isimlendirilip onları dize getirmesiyle de görebiliriz. Ayrıca, Fatih Sultan Mehmet’in bir gece ansızın gemileri karadan Haliç’e indirmesi, Macar Urban’a döktürülen toplar da bu çerçevede sayılabilir.
Geçmişte, uçak yapıp Batı iş birlikçileri tarafından batırılması sağlanan Nuri Demirağ’ın önü açılmış olsa idi belki de bugün, Concorde ya da F-16 gibi bir uçak yapıyor olacaktık. Ya da Boeing, Airbus gibi firmalara rakip olacaktık. Milyarlarca dolarımızı bunlar için yurt dışına göndermeyecek, kalkınmamız için kullanacaktık. Yine Şehid-i Ala Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Killigil’in havaya uçurulması, diğer girişimciler için de bir gözdağı oldu. Bu alanlar, otomobil yapımından uçak yapımına dek hepsi Batılıların tekeline bırakıldı. Üstelik 1940’larda Batılılara raporlar hazırlatıldı. Bu raporlardan birisi de Baker Raporu olarak bilinen rapordur. Bu raporda özetle, Türkiye’nin yapısının sanayileşme için uygun olmadığı, sadece tarım yapabilecek kapasitede olduğu telkin ediliyor. Demiryolları yerine karayolları teşvik ediliyor. Nitekim hem petrol hem de motorlu araçlar için cari açığımız her geçen gün artıyor. Emperyalist Batı, bizimle müttefikmiş gibi yaparken hiçbir şekilde “know how” aktarmıyor. Nitekim bu konudaki eksikliği gören Menderes, İskenderun Demir Çelik için Sovyetler Birliği ile iletişime geçiyor. Bu girişim de onun sonunu getiriyor.