Türk Dünyasının Kültürel Diplomasi Aktörü Olarak Cengiz Aytmatov
Kamu diplomasisinin bir türü ve yumuşak güç politikasının ayrılmaz bir parçası olan kültürel diplomasi, “karşılıklı anlayışı geliştirmek için devletler ve halkları arasında fikir, bilgi, sanat ve diğer kültürel unsurların değişimini” içerir. Kültürel diplomasinin görevi; ilişkileri güçlendirmek, sosyo-kültürel iş birliğini geliştirmek ve ulusal çıkarları teşvik etmektir. Kamu diplomasisinin ana bileşeni olan kültürel diplomasi, uluslararası kamuoyunun bilgilendirilmesi ve ülkenin yurt dışında çekici bir imajının yaratılması amacıyla eğitim ve kültür alanlarında diğer uluslarla temasların sürdürülmesi ve geliştirilmesi anlamına gelmektedir. Kitle iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının, farklı ülkelerden insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırdığı küreselleşmiş karşılıklı bağımlı bir dünyada kültürel diplomasi, barış ve istikrar için kritik bir unsurdur. Kültürel diplomasi, başarılı bir şekilde uygulandığında, küresel kamuoyunu ve bireyleri, toplulukları, kültürleri etkileme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip iken, bir devletin ulusal çıkarlarını dünya sahnesinde savunmasını ve tanıtmasını sağlayan sağlam bir temel oluşturur.
Kültürel diplomasi, yüzyıllardır uygulamada var olmuştur ve günümüzde dinamik ve yenilikçi bir araştırma alanıdır. “Kültürel Diplomasi” terimi nispeten yakın zamanda ortaya çıkmış olsa da, uygulamada “kültürel diplomat” örnekleri olarak görülebilecek kâşifler, gezginler, tüccarlar, öğretmenler ve sanatçılar tarafından kanıtlandığı üzere tarih boyunca kullanılmıştır.
Kültür, sanat ve edebiyat, kültürel diplomasinin temel araçlarından olduğundan, sanatçılar ve yazarlar bir ülkenin, hatta bir ulusun temsil edilmesinde önemli bir rol oynarlar. Bu bağlamda Türk dünyasının önemli şahsiyetlerinden Cengiz Aytmatov da gerek yazar kişiliği gerek diplomat kariyeri ile Türk milletleri adına kültürel diplomasi aktörü olarak büyük rol oynamaktadır.