Türk Siyasetindeki Değişimin AnaEkseni
Türk siyaseti başından beri başka etkenler yerine hep din ve milliyet merkezli kimlik siyaseti olarak devam edegeldi. Bu da aslında Türkiye’nin coğrafi konumundan ve emperyalist devletlerin gözünün burada olmasından kaynaklanan bir mecburiyetin neticesidir. 1071’den itibaren bu coğrafyanın Türkleşmesini ve İslamlaşmasını hazmedemeyen emperyalist Haçlı Batı, biz Türkleri burada ya yok etmek ya da sürmek şeklinde bir emperyalist siyaset izleyegelmektedir. Dışarıdan haricî bedhah olan bu Haçlı Siyonist emperyalist odakların ve onların iş birlikçisi dâhilî bedhah olan iç ihanet çetelerinin bize dönük saldırgan tavırları, biz Türkleri de millî ve dinî değerler merkezli Türk-İslam kimliğimizi savunmacı, korumacı, geliştirmeci bir siyasete itmiştir.
Özellikle Tanzimat’tan itibaren Haçlı Batı, önce Osmanlı Devleti yapısı içindeki Müslüman ve Türk olmayan unsurlardan ürettikleri terör örgütleri kanalıyla bizi yok etmeye uğraştılar. 1918 sonrası İtilaf Devletleri işgali döneminde de Türk düşmanı terör örgütleri oluşturarak yine bize dönük soykırım uygulama çalışmalarına devam ettiler. Yani biz Türklerin soyunu kırma eşkıyalığını ara vermeden sürdürdüler. Ancak şanlı ve destani bir Millî Mücadele ile bu tür emperyalist saldırıları geri püskürttük.
Dışarıdan ve içeriden haricî ve dâhilî bedhah ittifaklarıyla, askerî işgal ve saldırılarla bizi yok edemeyen ve vatanımızı parçalayıp paylaşamayan emperyalist odaklar, bugüne geldiğimizde taktik değiştirdiler. Günümüzde; siyasi, ekonomik, hukuki ve kültürel emperyalist projeleri devreye koydular. Siyaseten Avrupa Birliği’ne giriş sürecimizi sonuna kadar istismar ederek vatanımızı, milletimizi ve devletimizi bölmeye, parçalamaya, etkisiz hâle getirmeye çok çalıştılar ama biz bunun farkına vardık ve bu siyasi emperyalist oyun tezgâhına izin vermedik. Bugün artık Avrupa Birliği ev ödevleri dayatmalarına izin vermiyoruz.
Ekonomik anlamda bir sürü uluslararası şirketleriyle gelip çökerek, ekonomik kaynaklarımıza el koyma çalışmalarını yoğunlaştırmışlardı. Bu kanalla yani ekonomik emperyalist politikalarla bizi çökertmeye çalıştılar. Ancak son yıllardaki kendi bağımsız sanayi, teknoloji ve ekonomik çalışmalarımızla ekonomik emperyalizme de dur deme gayretlerimiz hızla ilerliyor.