Türkiye Yüzyılı ve Karizmatik Lider Olarak Erdoğan
Siyaset biliminde esas olan olgulardan biri de liderliktir, çünkü liderlik, belirli bir sürecin nasıl ilerleyeceğini veya yönünün ne olacağını belirleyen en önemli niteliklerin başında yer alır. Liderliğin sadece yön verme gücü yoktur, aynı zamanda alınan kararlarla belirli dönemlerde yaşanabilecek kaosun önüne geçilebilir ya da kaos ortamı, liderin üstün vasfıyla en az zararla atlatılır. Küresel siyasetin tarihine bakıldığında da süreçler benzer ilerlemiştir ve birçok güçlü lider, belirli dönemlerde yaşananları en az kayıp ile aşarak, geliştirdiği güçlü vizyon ile ülkesini sonraki süreçte birkaç basamak yükseltmiş ve kayda değer kazanımları elde etmiştir.
Ülkemiz de özellikle son 20 yılda hem küresel bir aktör hâline gelmiş hem de dünyada yaşanan çeşitli krizlerde arabuluculuk rolü üstlenerek kaosun en asgari düzeyde sürmesini sağlamıştır. Hızla gelişen ve ilerleyen bir Arap Baharı’nın ardından çeşitli ülkelerde yaşananlar elbette sınır komşusu olarak bizleri de yakından etkilemiştir. Sadece bu gelişmeler değil aynı zamanda Balkanlarda yaşanan sorunlar da yine ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Öte yandan neredeyse geliyorum diyen Rusya-Ukrayna krizi de tüm dünyayı etkileyerek birçok alanda olumsuz etkisini hissettirmiştir. Yaşanan tüm süreçlerde ayakta kalabilen ve gücünü koruyan devletler ancak güçlü liderlere sahip olanlar olmuştur. Mevcut süreçte ise küresel bir lider olan ve özellikle gıda sorunundaki anahtar rolü üstelenen Recep Tayyip Erdoğan, mevcut karizması ile birçok negatif sürecin pozitif aşamaya evrilmesine öncülük etmiş, bir araya gelmez denilenleri bir araya getirmiş ve hem NATO hem de BM’ye tabiri caizse bir biçimde rehberlik etmiştir. Türkiye, artık üyesi olduğu uluslararası yapıların karar verici aktörüne dönüşmüş ve sonuçları belirleyecek güce erişmiştir.